şerefe nail oluyor, esirlikten de kurtuluyordu. Hz. Peygamber, Müslümanları esir etmiyor, sonradan Müslüman olanları da genelde serbest bırakıyordu. Nitekim Hevâzin kabilesinden ganimet ve esirler alındığında Resûlullah"ın tahmin ettiği şekilde Hevâzinliler bir zaman sonra Müslüman olarak Hz. Peygamber"e gelmişler ve mallarıyla esirlerini geri istemişlerdi. Resûlullah heyetten ya malları ya da esirleri tercih etmelerini istemişti. Bunun üzerine Hevâzinliler, esirlerinin geri verilmesini isteyerek mallarından vazgeçtiler. Heyetin bu kararından sonra Resûlullah alınan esirleri geri vermek için bir konuşma yaptı. Allah"a hamd ve senâ ettikten sonra şöyle buyurdu: “Bu (Hevâzinli) kardeşleriniz, tevbe ederek bize geldiler. Ben de esirlerini kendilerine geri vermeyi düşündüm. Sizden her kim (bu şekilde kardeşinin gönlünü) hoş etmeye razı olursa bunu yapsın. Sizden her kim kendi hissesini talep ederse ki bu hisseyi ona biz, Allah"ın bize ihsan edeceği ilk ganimet malından vereceğiz o da böyle yapsın (esirleri geri versin).” Bunun üzerine pek çok sahâbî, “Biz onları hoşnut edeceğiz yâ Resûlallah!” diyerek esirleri geri vermeyi kabul etmişlerdi.9 Esirlerini bedelsiz olarak bırakmak istemeyen bazı sahâbîlere ise Resûl-i Ekrem karşılığında altı zekât devesi vermeyi vaad etti.10
Sahâbeden Sahr b. Ayle adlı bir şahıs, beraberindeki süvari topluluğu ile, hicretin sekizinci senesinde11 Sakîf kabilesiyle savaşmak üzere yola çıkan Resûlullah"a yardıma gitmişti. Fakat Hz. Peygamber"in Tâif"i fethedemeden döndüğünü görünce, Sakîfliler Resûlullah"ın (sav) hükmüne boyun eğmedikçe onların sığındıkları kaleden ayrılmayacağına dair Allah"a söz verdi. Gerçekten de Sahr b. Ayle, Resûlullah"ın (sav) hükmü kabul edilinceye kadar oradan ayrılmadı. Onlar Hz. Peygamber"in hükmünü kabule yanaşınca Sahr b. Ayle, Resûlullah"a şöyle bir mektup yazdı: “Sakîf kabilesi senin hükmünü kabul etti yâ Resûlallah. Şimdi ben onların karşısında bulunuyorum, onlar da atları üzerinde karşımda duruyorlar.”
Resûlullah (sav) mektubu alır almaz namazın cemaatle kılınmasını emretti ve insanlar toplanınca Sahr"ın bu kahraman kabilesi için, “Allah"ım! Bu Ahmes kavminin atlısına, piyadesine bereket ihsan eyle.” diye on defa dua etti. Bir süre sonra Sakîf kabilesi Hz. Peygamber"in huzuruna geldi. İçlerinden Muğîre b. Şu"be söz aldı ve “Ey Allah"ın Peygamberi, Sahr halamı esir aldı. Oysa Müslümanların girdiği dine halam da girmişti.” dedi. Bunun üzerine Resûlullah (sav) Sahr"ı çağırıp ona, “Ey Sahr! Bir kavim Müslüman olduğu zaman kanlarını ve mallarını güvence altına almış olurlar. Sen Muğîre"ye halasını geri ver.” buyurdu. Sahr da halasını ona iade etti ve