Hz. Peygamber, borcun tespitini ve kaydını önemserdi. Borçlarından dolayı bunalan Ebû Ümâme"ye, “Allah"ım her türlü borç sıkıntısından, düşmanın üstün gelmesinden ve sevinmesinden sana sığınırım.” 40 şeklinde dua etmesini tavsiye etmişti. Aynı şekilde ashâbına yataklarına uzandıklarına, “(Allah"ım!) Bana borcumu ödeme imkânı ver ve beni fakirlikten kurtar!” 41 diye dua etmelerini öğütlerdi. Peygamber Efendimizin sık sık borçtan ve günahtan Allah"a sığındığını gören Hz. Âişe validemizin bir gün, “Ey Allah"ın Resûlü! Borçtan ne kadar da çok Allah"a sığınıyorsun!” demesi üzerine Efendimiz (sav), “Borçlu kişi, (belki) konuşurken yalan söyler, söz verdiğinde sözünü yerine getirmez!” 42 cevabını vererek, borcun insanları ne denli olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyordu. Öyle ki bir başka vesile ile borçlunun borcunu ödeyene kadar alacaklının esiri gibi olduğu imasında bulunmuştu.43
Hz. Peygamber"in borcun edası üzerinde bu derece durmasının nedeni, borcun kul hakkını ifade ediyor oluşuydu. Allah Resûlü"nün böylesine önemli bir konuda bu kadar hassasiyet göstermesi gayet tabiî idi. Nitekim Ebû Katâde"nin rivayet ettiği şu olay, borç konusundaki nebevî hassasiyetin kaynağına işaret etmekteydi:
Resûlullah (sav) bir gün ayağa kalkarak ashâbına Allah yolunda cihad ile imanın, amellerin en faziletlisi olduğunu söylemişti. Bunu duyan bir adam kalkarak, “Yâ Resûlallah! Şayet ben Allah yolunda öldürülsem, günahlarım affolunur mu, ne dersin?” demişti. Resûlullah (sav) da ona, “Sabırla, ecrini Allah"tan umarak, ilerleyip geri dönmeyerek Allah yolunda öldürülürsen evet!” buyurmuştu. Ancak hemen sonra Resûlullah (sav), “Nasıl demiştin?” diye sormuş, adam da, “Yâ Resûlallah! Şayet ben Allah yolunda öldürülsem günahlarım affolunur mu, ne dersin?” diye sözünü tekrarlamıştı. Bunun üzerine Allah Resûlü, “Sabırla, ecrini Allah"tan umarak, ilerleyip geri dönmeyerek Allah yolunda öldürülürsen evet! Yalnız borç hâriç! Bunu bana Cibrîl aleyhisselâm söyledi.” buyurmuştu.44
Bir başka defasında Hz. Peygamber (sav) bedevînin birinden genç bir deve almıştı. Resûlullah"ta alacağı olan bu adam huzuruna gelerek ona ağır sözler söyledi. Adamın bu sözlerini işiten sahâbîler onun üzerine yürüdüler. Bunun üzerine Peygamberimiz, “Bırakın onu, şüphesiz hak sahibinin söz söyleme hakkı vardır!” dedi ve onlara, “Onun için genç bir deve satın alın da kendisine verin!” buyurdu. Ashâb, “Fakat biz onun devesinden daha iyisini bulabildik!” dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz, “Öyle ise onu satın alın da kendisine verin!” buyurdular.45 Sözü edilen deve kendisine verilince