Vekil seçimine dikkat edilmesi gerektiği kadar, tayin edilen vekilin tasarruflarının, müvekkilin isteklerine uygun olup olmadığının da denetlenmesi gerekir. Bu konuda oldukça titiz davranan Hz. Ömer, ehil gördüğü kimseleri vekil tayin etmiş, bu kişilere adaletli olmayı emrettikten sonra emrine uygun hareket edip etmediklerini de araştırmıştır.11
Allah Resûlü, bizzat kendisinin yürütmekte olduğu bazı işleri, başında duramadığı zamanlarda kendisinin yerine devam ettirmesi için vekillere bırakmıştır. Örneğin, Bedir Savaşı"na çıkarken resmî ve özel bazı işleri için sekiz kişiyi görevlendirmiş,12 ayrıca ordusuyla birlikte yola koyulmasının ardından beraberinde olan Ebû Lübâbe"yi de geri göndererek ondan Medine"nin yönetimiyle ilgilenmesini istemiştir.13 Daha sonra da kendisine verilen vazife nedeniyle savaştan geri kalan bu kişilere ganimetten pay ayırmıştır.14 Aynı şekilde, Benî Kaynukâ ve Sevîk Gazvelerine çıktığında da yerine vekil olarak Ebû Lübâbe"yi bırakan Allah Resûlü,15 kimi zaman da seferlere kendisi katılmamış, gönderdiği seriyyelere uygun gördüğü kişileri komutan tayin etmiştir.16
İslâm dini nikâh, boşanma, vasiyet, dava, ticarî ortaklık, kiralama ya da alım satım gibi hukukî işlemlerde hareket kolaylığı sağlamaya yönelik olarak vekâlet konusunda ortaya koyduğu birtakım ilkelerin yanı sıra oldukça detaylı düzenlemeler getirmiştir. Hz. Peygamber zamanında bu tür işlemlerde vekâlet sık rastlanan bir durumdur. Meselâ kaza umresi yapacağı sıralarda, Medine"den ayrılmak üzereyken Meymûne bnt. el-Hâris ile evlenmeye karar veren Resûlullah, nikâh işlemleriyle ilgilenmesi için Ebû Râfi" ile ensardan bir sahâbîyi vekil olarak göndermiştir.17 Davalara katılmaktan hoşlanmayan Hz. Ali"nin, bir dava sebebiyle mahkemeye gitmek durumunda kaldığında yerine vekil olarak kardeşi Akîl b. Ebû Tâlib"i, o yaşlandığında da Abdullah b. Ca"fer"i gönderdiği bilinmektedir.18 Hanımı Fâtıma bnt. Kays"ı boşayan sahâbî Ebû Amr b. Hafs da nafaka işlemlerini bir vekil aracılığıyla devam ettirmiştir.19
Hz. Peygamber hayatı boyunca çeşitli nedenlerle, birçok alanda kendisine vekiller tayin etmiş, vefatıyla sonuçlanan rahatsızlığı sırasında da cemaate namaz kıldıramadığı için bu görevi Hz. Ebû Bekir"e vermiştir.20 Bununla birlikte sağlığında hiç kimseye, daha sonra tartışmalara konu olan “halifelik” ya da “peygamberlik görevinin temsili” şeklinde yorumlanabilecek türden bir vekâlet vermemiştir.
Allah"ın isimlerinden birinin “el-Vekîl” olduğunu bize haber veren Resûlullah,21 gündelik işlerinin devamı için vekâlet uygulamasına sık sık