Hadislerle İslâm Cilt 5 Sayfa 199

haklı çıkarması gerektiğini ima ediyordu. Bunun üzerine Halife Ömer, memurlarına, “Hediye kabul etmeyin! Çünkü bu rüşvettir.” şeklinde yazılı bir uyarı göndermişti.18

Masumiyet kisvesiyle, çeşitli isimlerle hâkimlere sunulan ikramların, hâkimin hükmünü etkilemek üzere verilmiş birer rüşvet olduğu açıktır. Hz. Peygamber,hüküm verilecek bir konuda rüşvet alana da verene de lânet etmiştir.19 Başta Peygamberimiz, ardından da Raşit Halifeler tarafından Müslümanlar bu büyük günah hakkında uyarılmıştır. Zira başlı başına bir hastalık olan ve toplumun düzenini bozan rüşvetin özellikle adlî makamlarda bulunan hâkimlere bulaşması hâlinde toplum temelinden sarsılacaktır. Hâkimlere verilen rüşvet ve rüşvet sonucunda hâkimlerce verilen adaletsiz hüküm, haklının haksız duruma düşmesine ve hak etmediği cezayı almasına, haksızın da işlediği suça rağmen suçsuz muamelesi görmesine neden olacaktır. Bu, toplum için büyük bir yara demektir. Çünkü neticede adalet sarsılacak, bireylerin adalete güveni kalmayacaktır. Yalnız hukukî değil, dinî, ahlâkî ve vicdanî yönden de yasaklanan rüşvetin, haram olduğu âlimler tarafından açıkça ifade edilmiştir.20

Rüşvet yalnızca bireyi değil, tüm toplumu ilgilendiren bir hastalıktır. Çünkü tek başına işlenmesi mümkün olmayan bir suçtur. Rüşvette bir alan, bir de veren kimse vardır ki ikisi de toplumdaki yozlaşmanın göstergesidir. Veren vermemeli, o teklif etse bile karşısındaki almamalıdır. Zira Allah Resûlü, “Allah"ın lâneti, rüşvet verenin ve rüşvet alanın üzerinedir.” 21 buyurmuştur. Rüşvet veren kimse kanunlara göre hak etmediği bir şeyi haksız yoldan elde etmek arzusundadır ve bu yaptığı haramdır. Kişi helâl yollarla, alnının teri ve elinin emeğiyle bir şeye ulaşabiliyorsa ulaşır. Aksi takdirde kanun dışı yollara başvurma hakkı yoktur. Mal, mevki, menfaat hırsı ile hak etmediğini ve hep daha fazlasını isteyen insanların başvurduğu rüşvet, esasında Allah Resûlü"nün teşvik ettiği helâl kazanç ilkelerine tamamen terstir. Zira o, “Hiç kimse kendi el emeğinin kazancından daha hayırlı bir yiyecek asla yememiştir...” 22 buyurmaktadır. Bununla birlikte, Peygamberimiz (sav) kazancın çok olmasına değil, helâl olmasına dikkat çekmektedir: Câbir b. Abdullah"tan nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Allah"tan (hakkıyla) sakının ve (rızkınızı) ararken güzel yollarla arayın. Zira hiç kimse, rızkını elde etmeden ölmeyecektir, gecikse bile (rızkına kavuşacaktır). Allah"tan (hakkıyla) sakının ve (rızkınızı) ararken güzel yollarla arayın. Helâl olanı alın, haram olanı terk edin.” 23

    

Dipnotlar

18 BS21062 Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, X, 233.

أَخْبَرَنَا أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ وَأَبُو بَكْرٍ الْقَاضِى قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الْعَبَّاسِ مُحَمَّدُ بْنُ يَعْقُوبَ حَدَّثَنَا أَبُو أُمَيَّةَ الطَّرْسُوسِىُّ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا أَبُو زِيَادٍ الْفُقَيْمِىُّ حَدَّثَنِى أَبُو حَرِيزٍ : أَنَّ رَجُلاً كَانَ يُهْدِى إِلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ كُلَّ سَنَةٍ فَخِذَ جَزُورٍ قَالَ فَجَاءَ يُخَاصِمُ إِلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ فَقَالَ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ اقْضِ بَيْنَنَا قَضَاءً فَصْلاً كَمَا تُفْصَلُ الْفَخِذُ مِنَ الْجَزُورِ قَالَ فَكَتَبَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ إِلَى عُمَّالِهِ لاَ تَقْبَلُوا الْهَدْىَ فَإِنَّهَا رِشْوَةٌ.

19 T1336 Tirmizî, Ahkâm, 9

حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ عُمَرَ بْنِ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ لَعَنَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الرَّاشِى وَالْمُرْتَشِى فِى الْحُكْمِ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَعَائِشَةَ وَابْنِ حَدِيدَةَ وَأُمِّ سَلَمَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرُوِىَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَلاَ يَصِحُّ . قَالَ وَسَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ يَقُولُ حَدِيثُ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَحْسَنُ شَىْءٍ فِى هَذَا الْبَابِ وَأَصَحُّ . D3580 Ebû Dâvûd, Kadâ’ (Akdiye), 4. حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ لَعَنَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الرَّاشِىَ وَالْمُرْتَشِىَ .

20 N5668 Nesâî, Eşribe, 43.

أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ وَعَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ قَالاَ حَدَّثَنَا خَلَفٌ - يَعْنِى ابْنَ خَلِيفَةَ - عَنْ مَنْصُورِ بْنِ زَاذَانَ عَنِ الْحَكَمِ بْنِ عُتَيْبَةَ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ مَسْرُوقٍ قَالَ الْقَاضِى إِذَا أَكَلَ الْهَدِيَّةَ فَقَدْ أَكَلَ السُّحْتَ وَإِذَا قَبِلَ الرِّشْوَةَ بَلَغَتْ بِهِ الْكُفْرَ . وَقَالَ مَسْرُوقٌ مَنْ شَرِبَ الْخَمْرَ فَقَدْ كَفَرَ وَكُفْرُهُ أَنْ لَيْسَ لَهُ صَلاَةٌ .

21 İM2313 İbn Mâce, Ahkâm, 2.

حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ عَنْ خَالِهِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الرَّاشِى وَالْمُرْتَشِى » .

22 B2072 Buhârî, Büyû’, 15.

حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى أَخْبَرَنَا عِيسَى عَنْ ثَوْرٍ عَنْ خَالِدِ بْنِ مَعْدَانَ عَنِ الْمِقْدَامِ - رضى الله عنه - عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَا أَكَلَ أَحَدٌ طَعَامًا قَطُّ خَيْرًا مِنْ أَنْ يَأْكُلَ مِنْ عَمَلِ يَدِهِ ، وَإِنَّ نَبِىَّ اللَّهِ دَاوُدَ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - كَانَ يَأْكُلُ مِنْ عَمَلِ يَدِهِ » .

23 İM2144 İbn Mâce, Ticâret, 2.

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُصَفَّى الْحِمْصِىُّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا اللَّهَ وَأَجْمِلُوا فِى الطَّلَبِ فَإِنَّ نَفْسًا لَنْ تَمُوتَ حَتَّى تَسْتَوْفِىَ رِزْقَهَا وَإِنْ أَبْطَأَ عَنْهَا فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَجْمِلُوا فِى الطَّلَبِ خُذُوا مَا حَلَّ وَدَعُوا مَا حَرُمَ » .