olsun, haksız yere bir hayata son vermek İslâm"a göre en büyük günahlardan sayılmıştır.
Nitekim bir gün Resûl-i Ekrem, “Helâk edici yedi şeyden kaçınınız!” buyurmuştur. Sahâbîler, “Yâ Resûlallah! Bu yedi şey nedir?” diye sorunca, “Allah"a şirk koşmak, sihir yapmak, hukukun gerektirdiği dışında Allah"ın (zarar vermeyi) yasakladığı bir cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, (düşmanla karşılaşınca) savaştan kaçmak, zinadan uzak duran ve hiçbir şeyden haberi olmayan mümin kadınlara zina iftirasında bulunmak.” cevabını vermiştir.12
Canın yongası olan ve meşru yollarla elde edilen mal da hadislerde belirtildiği üzere dokunulmazdır ve İslâm"ın koruması altındadır. Bir gün Hz. Peygamber"e gelen bir adam, “Yâ Resûlallah! Malımı zorla almak isteyen birine karşı ne yapmalıyım?” diye sorar. Allah Resûlü, “Ona Allah"ı hatırlat!” cevabını verir. Adam tekrar sorar: “Ya buna aldırmazsa!” “Yakınındaki Müslümanlardan yardım iste!” der Allah Resûlü.
Adam soru sormaya devam ettikçe aralarında şöyle bir diyalog gelişir:
Adam: “Peki, çevremde kimse yoksa!”
Resûlullah: “Ona karşı yetkililerden yardım iste!”
Adam: “Peki yetkililerin müdahale imkânı yoksa!”
Resûlullah: “O zaman malını korumak için mücadele et; ya âhiret şehitlerinden olursun veya malını kurtarırsın.” 13
Bir başka rivayette diyalog şöyle devam etmektedir:
Adam: “(Mücadele ederken) ya ölürsem?”
Resûlullah: “Şehit olursun.”
Adam: “Ya ben onu öldürürsem?”
Resûlullah: “Onun yeri cehennemdir.” 14
Bu diyalogda, hukukun olmadığı, Müslümanların da yardımcı olamadığı bir ortamda mal varlığına saldırılması durumunda kişinin ne yapabileceği dile getirilmektedir. Aksine bu hadisten, normal şartlarda kişiye hırsızı ya da gaspçıyı öldürme izni verildiği gibi yanlış bir sonuç çıkartılmamalıdır.
Resûlullah şöyle buyurmuştur: “Malını savunurken öldürülen kişi şehittir. Dinini savunurken öldürülen kişi şehittir. Canını savunurken öldürülen kişi şehittir. Ailesini savunurken öldürülen kişi şehittir.” 15 Hz. Peygamber"inbu sözleri can ve dinin yanı sıra malın güvenliği ve korunması konusunun da İslâm"da ne derece önem arz ettiğini göstermektedir. Gasp, hırsızlık ve yağma gibi bir saldırıya uğrayan kimsenin, öldürülmek pahasına da olsa, bu saldırıyı