Hadislerle İslâm Cilt 5 Sayfa 326

önleme ve malını koruma hakkı vardır. Zira mala olan saldırı zulüm ve haksızlık olduğu kadar İslâm"ın koyduğu sınırların ihlâli anlamına da gelmektedir. Ancak, malı saldırıya karşı savunmaktan amaç saldırıyı önlemek olup, saldırganı cezalandırmak değildir. Haksızlığa uğrayanı malını müdafaaya mecbur eden, saldırganın kendisidir. Ama bu müdafaa sırasında hiç kimsenin canı tehlikeye atılmamalı, küçük meblağlar uğruna hayatî risk taşıyan davranışlara girilmemelidir. Doğru olan, saldırıya uğrayan kimsenin, en hafiften ağıra doğru bir yol izleyerek meşru müdafaa hakkını kullanmasıdır. Diğer yandan Müslüman"ın, “Nasıl olsa dokunulmazlığı var!” diye düşünerek malını tehlikeye açık bir şekilde bırakmaması, her türlü mal varlığının muhafazası için gerekli tedbirleri alması gerekir.

İslâm, insanların malını haksız yollarla yemeyi yasaklar. Kur"ân-ı Kerîm"de, “Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hâli müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin...” 16 buyrulur.

İslâm"da hırsızlık, gasp, hile, kumar, aşırı kâr ve ihtikâr (stokçuluk) gibi mal güvenliğine yönelik olumsuz davranışlar çeşitli tedbirlerle önlenmeye çalışıldığı gibi, mülkiyete saldırı niteliğindeki davranışlara karşı da müeyyideler getirilerek mülkiyet hakkı koruma altına alınmıştır.17 Malın korunması ya da dokunulmazlığı bazı durumlarda gerçek sahiplerine karşı da olabilmektedir. Malını yerli yersiz harcayıp, savurgan bir tutum benimseyen ahmak ya da akıl hastası kimselerin malları, onları yönetecek bir vasi veya vekil tayin edilerek korunmaktadır.18 Dolayısıyla malın dokunulmazlığı, hem mal sahibinin malını satarken, değiştirirken, vasiyet veya hibe ederken belirli kurallar dairesinde hür ve serbest olmayı hem de başkalarının saldırısına karşı koymayı kapsamaktadır.

Yüce dinimizin kişiye tanıdığı temel hak ve hürriyetlerden biri de mesken dokunulmazlığıdır. Kur"ân-ı Kerîm"de meskenlere giriş çıkışın belli edep kuralları dâhilinde yapılması istenmiş ve “Ey iman edenler! Evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip ev sahiplerine selâm vermeden girmeyin.” 19 buyrulmuştur. Huzur, güven ve mutluluk yuvası olan meskenin dokunulmazlığı, hiç kimsenin konutuna izinsiz girilememesi, arama yapılamaması, ev eşyalarına el konulamaması, sahibi istemediği hâlde satmaya zorlanamaması gibi hususları içerir. Ev sahibinin aksi yöndeki davranışları engelleme hakkı vardır. Nitekim Allah Resûlü, özel hayatın mahremiyetini ihlâl ederek evlere izinsiz girenlere ve ev halkını gizlice

    

Dipnotlar

16 Nisâ, 4/29

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَأْكُلُٓوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ اِلَّٓا اَنْ تَكُونَ تِجَارَةً عَنْ تَرَاضٍ مِنْكُمْ وَلَا تَقْتُلُٓوا اَنْفُسَكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِكُمْ رَح۪يمًا ﴿29﴾ Ayrıca bkz. Bakara, 2/188. وَلَا تَأْكُلُٓوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ وَتُدْلُوا بِهَٓا اِلَى الْحُكَّامِ لِتَأْكُلُوا فَر۪يقًا مِنْ اَمْوَالِ النَّاسِ بِالْاِثْمِ وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ۟ ﴿188﴾

17 Mâide, 5/38.

وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُٓوا اَيْدِيَهُمَا جَزَٓاءً بِمَا كَسَبَا نَكَالًا مِنَ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ ﴿38﴾

18 Nisâ, 4/5-6.

وَلَا تُؤْتُوا السُّفَهَٓاءَ اَمْوَالَكُمُ الَّت۪ي جَعَلَ اللّٰهُ لَكُمْ قِيَامًا وَارْزُقُوهُمْ ف۪يهَا وَاكْسُوهُمْ وَقُولُوا لَهُمْ قَوْلًا مَعْرُوفًا ﴿5﴾ وَابْتَلُوا الْيَتَامٰى حَتّٰٓى اِذَا بَلَغُوا النِّكَاحَۚ فَاِنْ اٰنَسْتُمْ مِنْهُمْ رُشْدًا فَادْفَعُٓوا اِلَيْهِمْ اَمْوَالَهُمْۚ وَلَا تَأْكُلُوهَٓا اِسْرَافًا وَبِدَارًا اَنْ يَكْبَرُواۜ وَمَنْ كَانَ غَنِيًّا فَلْيَسْتَعْفِفْۚ وَمَنْ كَانَ فَق۪يرًا فَلْيَأْكُلْ بِالْمَعْرُوفِۜ فَاِذَا دَفَعْتُمْ اِلَيْهِمْ اَمْوَالَهُمْ فَاَشْهِدُوا عَلَيْهِمْۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ حَس۪يبًا ﴿6

19 Nûr, 24/27-29.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ بُيُوتِكُمْ حَتّٰى تَسْتَأْنِسُوا وَتُسَلِّمُوا عَلٰٓى اَهْلِهَاۜ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ ﴿27﴾ فَاِنْ لَمْ تَجِدُوا ف۪يهَٓا اَحَدًا فَلَا تَدْخُلُوهَا حَتّٰى يُؤْذَنَ لَكُمْۚ وَاِنْ ق۪يلَ لَكُمُ ارْجِعُوا فَارْجِعُوا هُوَ اَزْكٰى لَكُمْۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَل۪يمٌ ﴿28﴾ لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ اَنْ تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ مَسْكُونَةٍ ف۪يهَا مَتَاعٌ لَكُمْۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا تَكْتُمُونَ ﴿29﴾