ben bu insanlar Müslüman oluncaya kadar onlarla savaşacak mıyım?” sözüne karşılık Allah Resûlü"nün şu cevabı çok manidardır: “Selâmetle onların bulunduğu yere var. Onları İslâm"a davet et ve dinin gerekli olan prensiplerini onlara haber ver. Allah"a yemin ederim ki senin vasıtanla Allah"ın bir kişiye hidayet vermesi, kırmızı develere sahip olmandan daha hayırlıdır.” 25
Hayber"de Hz. Ali"ye hitaben söylediği gibi Allah Resûlü Müslümanların öncelikli görevlerinin insanlara İslâm"ı ulaştırmak olduğunu beyan etmişti.
Peygamber Efendimiz, kimseye inanç dayatmadığı gibi İslâm dinini terk ettiği gerekçesiyle de kimseyi öldürmemiş ve cezalandırmamıştır. Bu konuda Buhârî"nin Sahîh "inde yer alan bir hadise göre Hz. Peygamber, kendisine biat edip Müslüman olan, sonra da hastalığını öne sürerek bundan vazgeçip Medine"yi terk etmek isteyen bir bedevînin bu isteğini uygun bulmamış ancak gidişine de engel olmamıştır. Sadece, “Medine, kirini, pasını atan, temizini tutan bir körük gibidir.” buyurarak ona karşı kırgınlığını ifade etmekle yetinmiştir.26 Hâris b. Süveyd"in27 ve İslâm"a girip irtidad eden, sonra yine İslâm"ı kabul eden Mekkeli bir grubun olayı da başka bir örnektir. İslâm tarihinde ilk irtidad eden kişi olduğu kabul edilen Mukayyis b. Subâbe için Hz. Peygamber tarafından verilen ölüm emri ise onun din değiştirmesinden dolayı değil yanlışlıkla kardeşini öldüren bir Müslüman"ı, diyetini aldığı hâlde kasten öldürmesinden dolayıdır.28
“Dinini değiştireni öldürünüz.” 29 “Allah"tan başka ilâh olmadığına ve benim Allah"ın Resûlü olduğuma şehâdet eden Müslüman bir kimsenin kanı ancak üç şeyden biri ile helâl olur: Evli iken zina etme, adam öldürme ve dinini terk edip cemaatten ayrılma.” 30 şeklinde İslâm"dan dönenlerin ölümle cezalandırılması gerektiğine dair hadisler, bireysel bir din değiştirmeden dolayı diyaneten katledilmeyi değil, Müslümanlara karşı savaş içinde olma gibi siyaseten ve savaş hukuku gereği öldürülme müeyyidesini ifade etmektedir. Nitekim Peygamber Efendimizin fiilî uygulaması göz önünde bulundurulduğunda kendi döneminde İslâm dininden çıktığı için hiçbir kimseyi ölümle cezalandırmadığı görülecektir. Meselâ, Peygamber Efendimiz döneminde ölümle cezalandırılması gerektiği bildirilenlerden biri olan Abdullah b. Sa"d b. Ebû Serh, Resûlullah"ın (sav) vahiy kâtibi idi. Şeytan onu saptırdı ve İslâm"dan çıkıp kâfirlere iltihak etti. Bunun üzerine Resûlullah (sav) onun Mekke fethi günü öldürülmesini emretti. Ancak Osman b. Affân onun için eman (güvence) istedi ve Resûlullah da ona eman verdi.31 Hz. Osman bu şahsın artık