Elçisi"nin suçların ve cezaların şahsîliği ilkesine son derece dikkat ettiği anlaşılmaktadır.4 Allah Resûlü Veda Hutbesi"nde, “...Bilesiniz ki! Kişi ancak kendi işlediği suçtan sorumludur. Baba, evlâdının suçundan, evlât da babasının suçundan dolayı cezalandırılmaz.” 5 buyurarak suçların bireysel olduğu anlayışının ashâbı arasında pekişmesini sağlamıştır.
Allah Resûlü, suçlular için öngörülen cezaların uygulanmasında birtakım ilkelere riayet edilmesini istemiştir. Bunların en önemlilerinden biri verilen örneklerden de anlaşıldığı gibi suç ve cezalarda “suçun şahsîliğinin” gözetilmesidir. Buna göre suçu kim işlediyse cezayı o çekmelidir. Bir başka ifadeyle bir kişi bir başkasının işlediği suçtan dolayı cezaya çarptırılamaz. Bu kural, suçsuz ve günahsız insanları koruyan, herhangi bir kimseye hak etmediği muameleyi yasaklayan insanî ve medenî bir ilkedir. Yüce Allah, Kur"ân-ı Kerîm"in çeşitli âyetlerinde günahların şahsî olduğunu, hiç kimsenin başkasının işlediği günahtan sorumlu tutulamayacağını bildirmiştir. Bu âyetlerden birinin meali şöyledir: “Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır olan kimse, (bir başkasını), günahını yüklenmeye çağırırsa, ondan hiçbir şey yüklenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa...” 6 Hz. Peygamber dönemine bakıldığında, onun, gerek Müslümanları işledikleri günahlardan sorumlu tutma gerekse suç işleyenleri cezalandırma noktasında daima bu ilkeye riayet ettiği görülmektedir.
Hz. Peygamber"in, ceza verilirken dikkat edilmesi gerektiğini bildirdiği hususlardan bir diğeri de, işlenen suçun cezasının önceden belirli olmasıdır. Modern hukuk sistemlerinin de kabul ettiği bu evrensel ilkeye göre hakkında açıkça yasaklayıcı hüküm bulunmayan bir söz veya eylemden dolayı hiç kimse hiçbir şekilde cezalandırılamaz. Bu ilkeye göre suç ve cezalarda kıyas yasak olup hangi söz ve davranışların suç olduğu ve bu suçlara ne tür ve ne kadar ceza verileceği önceden bilinmelidir. İslâm"da da nelerin suç olduğu ve bu suçları işleyenlere ne tür ve ne kadar ceza verileceğinin önceden herkese bildirilmesi ilkesi benimsenmiştir. Hz. Peygamber de varsa âyetlerde açıklanan suçları ve bu suçlara verilecek cezaları açıklamış, yoksa kendisi hangi söz ve eylemlerin suç olduğunu daha önceden açıkça bildirmiştir.7
Hz. Peygamber"in ceza verirken dikkat edilmesini gerekli gördüğü bir başka husus ise cezaların genel olarak herkes için geçerli olmasıdır. Bu ilkeye göre, din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımı yapılmadan herkese aynı hukukî ilkelerin uygulanması gerekir. Hz. Peygamber"in hayatı incelendiğinde