Hadislerle İslâm Cilt 5 Sayfa 446

yaygınlaşmasına ve örnek alınmasına da engel olacaktır. Bu konuda Hz. Peygamber şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Sizin için Allah"ın belirlediği suçlardan sakınma zamanı geldi. Kim şu çirkin şeylerden birini işlerse açığa vurmasın. Allah"ın gizlemesiyle (onu açığa çıkarıp rezil etmemesiyle) gizlensin. Zira kimin suçu bizim tarafımızdan duyulursa, biz de Allah"ın Kitabı"nı kendisine tatbik ederiz.” 24

Ümmetine karşı şefkat ve merhamet sahibi olan Hz. Peygamber, bütün bunlara karşılık sanığın suçu işlediği kesinleşirse ve meşru yoldan cezayı infaz etmeme konusunda başka bir çare bulamazsa mağdur veya yakınlarının haklarını korumak ve kamu düzenini sağlamak için cezayı vermekten ve infazdan asla çekinmezdi. Zira huzur ve asayişin sağlanabilmesi, adaletin tecelli etmesi için cezalar kaçınılmazdı. Nitekim o, bir hadislerinde şöyle buyuruyordu: “Yeryüzünde, işlenen bir suça karşı hukukî bir ceza uygulanması, yeryüzü halkı için kırk sabah yağmur yağdırılmasından daha hayırlıdır.” 25

Suçlular bireylere ve topluma karşı işlenen suçlara karşılık olarak bu dünyada belirlenen cezalarını çekerler. Allah Resûlü"nün hadislerinden kişinin yaptığı hatayı itiraf edip samimi bir şekilde tevbe etmesi hâlinde bunun, işlediği suçlar için mağfiret vesilesi ve kefaret olacağı anlaşılmaktadır. Ubâde b. Sâmit"in rivayet ettiği şu hadis konuya açıklık getirmektedir:

“Hz. Peygamber, "Allah"a hiçbir şeyi ortak koşmayacağınıza, hırsızlık etmeyeceğinize ve zina etmeyeceğinize dair bana bey"at edin." buyurdu. Ardından da şöyle devam etti: "İçinizden sözünde duranın mükâfatı Allah tarafından verilecektir. Ancak bu dediklerimden birini yapıp da ondan dolayı dünyada cezaya uğratılırsa, bu ceza ona kefarettir. Ancak bunlardan bir suçu yapıp da yaptığı fiili Allah Teâlâ örterse, Allah dilerse ona mağfiret eder, dilerse ona ceza verir."26

Yine bir gün Allah Resûlü hırsızlık yaptığı için ceza verilen bir kişinin, cezası uygulandıktan sonra getirilmesini ister ve ona, “Allah"tan bağışlanmamı isterim ve O"na tevbe ederim de.” buyurur. Adam da, “Allah"tan bağışlanmamı isterim ve O"na tevbe ederim.” dedikten sonra Resûlullah (sav), “Allah"ım onun tevbesini kabul et.” diye dua etti.27 Bu anlamda rivayet edilen diğer hadislerden de kişinin dünyevî cezasını çekip güzel bir şekilde tevbe etmesi hâlinde âhiretteki cezalarının affedileceği ancak cezasını çektikten sonra tevbe etmeyenlerin tekrar ceza görecekleri anlaşılmaktadır.

Allah Resûlü"nün cezayı hak eden insanlara karşı tavır ve davranışları da ölçülü idi. Cezaların belirlenen şekilde uygulanmasını ister, aşırı

    

Dipnotlar

24 MU1514 Muvatta’, Hudûd, 2.

حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ أَنَّ رَجُلاً اعْتَرَفَ عَلَى نَفْسِهِ بِالزِّنَا عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَدَعَا لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِسَوْطٍ فَأُتِىَ بِسَوْطٍ مَكْسُورٍ فَقَالَ « فَوْقَ هَذَا » . فَأُتِىَ بِسَوْطٍ جَدِيدٍ لَمْ تُقْطَعْ ثَمَرَتُهُ فَقَالَ « دُونَ هَذَا » . فَأُتِىَ بِسَوْطٍ قَدْ رُكِبَ بِهِ وَلاَنَ فَأَمَرَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجُلِدَ ثُمَّ قَالَ « أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ آنَ لَكُمْ أَنْ تَنْتَهُوا عَنْ حُدُودِ اللَّهِ مَنْ أَصَابَ مِنْ هَذِهِ الْقَاذُورَاتِ شَيْئًا فَلْيَسْتَتِرْ بِسِتْرِ اللَّهِ فَإِنَّهُ مَنْ يُبْدِى لَنَا صَفْحَتَهُ نُقِمْ عَلَيْهِ كِتَابَ اللَّهِ » . 826/2

25 İM2538 İbn Mâce, Hudûd, 3.

حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ أَنْبَأَنَا عِيسَى بْنُ يَزِيدَ أَظُنُّهُ عَنْ جَرِيرِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ بْنِ عَمْرِو بْنِ جَرِيرٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « حَدٌّ يُعْمَلُ بِهِ فِى الأَرْضِ خَيْرٌ لأَهْلِ الأَرْضِ مِنْ أَنْ يُمْطَرُوا أَرْبَعِينَ صَبَاحًا » .

26 B6784 Buhârî, Hudûd, 8.

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِىِّ عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ - رضى الله عنه - قَالَ كُنَّا عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى مَجْلِسٍ فَقَالَ « بَايِعُونِى عَلَى أَنْ لاَ تُشْرِكُوا بِاللَّهِ شَيْئًا وَلاَ تَسْرِقُوا ، وَلاَ تَزْنُوا » . وَقَرَأَ هَذِهِ الآيَةَ كُلَّهَا « فَمَنْ وَفَى مِنْكُمْ فَأَجْرُهُ عَلَى اللَّهِ وَمَنْ أَصَابَ مِنْ ذَلِكَ شَيْئًا فَعُوقِبَ بِهِ ، فَهْوَ كَفَّارَتُهُ ، وَمَنْ أَصَابَ مِنْ ذَلِكَ شَيْئًا ، فَسَتَرَهُ اللَّهُ عَلَيْهِ ، إِنْ شَاءَ غَفَرَ لَهُ ، وَإِنْ شَاءَ عَذَّبَهُ » .

27 N4881 Nesâî, Kat’u’s-sârık, 3

أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ أَبِى الْمُنْذِرِ مَوْلَى أَبِى ذَرٍّ عَنْ أَبِى أُمَيَّةَ الْمَخْزُومِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أُتِىَ بِلِصٍّ اعْتَرَفَ اعْتِرَافًا وَلَمْ يُوجَدْ مَعَهُ مَتَاعٌ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا إِخَالُكَ سَرَقْتَ » . قَالَ بَلَى . قَالَ « اذْهَبُوا بِهِ فَاقْطَعُوهُ ثُمَّ جِيئُوا بِهِ » . فَقَطَعُوهُ ثُمَّ جَاءُوا بِهِ فَقَالَ لَهُ « قُلْ أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ » . فَقَالَ أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ . قَالَ « اللَّهُمَّ تُبْ عَلَيْهِ » . D4380 Ebû Dâvûd, Hudûd, 9. حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ أَبِى الْمُنْذِرِ مَوْلَى أَبِى ذَرٍّ عَنْ أَبِى أُمَيَّةَ الْمَخْزُومِىِّ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أُتِىَ بِلِصٍّ قَدِ اعْتَرَفَ اعْتِرَافًا وَلَمْ يُوجَدْ مَعَهُ مَتَاعٌ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا إِخَالُكَ سَرَقْتَ » . قَالَ بَلَى . فَأَعَادَ عَلَيْهِ مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا فَأَمَرَ بِهِ فَقُطِعَ وَجِىءَ بِهِ فَقَالَ « اسْتَغْفِرِ اللَّهَ وَتُبْ إِلَيْهِ » . فَقَالَ أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ فَقَالَ « اللَّهُمَّ تُبْ عَلَيْهِ » . ثَلاَثًا . قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ عَمْرُو بْنُ عَاصِمٍ عَنْ هَمَّامٍ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ عَنْ أَبِى أُمَيَّةَ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .