bırakmıştı.19 Artık sorumluluğunun bilincinde davranarak meleklerin bile saygı duyduğu20 yüksek mertebelere ulaşmak da ahlâkî zaaflar göstererek aşağıların aşağısına düşmek21 de onun elindeydi. Üstelik Yüce Allah onu yaratırken, içine hem kötülüğü hem de kötülükten sakınma yeteneğini ilham etmişti.22 Vicdan, insana verilen bu ilâhî ilhamın adıydı.
İnsanın yaratılışında bulunduğu içindir ki vicdanın sesi, fıtratın sesidir. Vicdanın iyi kabul ettiği şeyler, insanın yaratılışı ve Yaratıcısı açısından da iyi; vicdanın kötü gördüğü şeyler, insanın yaratılışı ve Yaratan"ı için de kötüdür. Nitekim kendisine, “İman nedir?” diye soran bir sahâbîye Allah Resûlü şöyle cevap vermiştir: “Bir kötülük yaptığında bu seni üzüyor, bir iyilik yaptığında bu seni sevindiriyorsa sen müminsin.” 23
Ancak bu ilişki karşılıklıdır; vicdandan imana giden bir yol olduğu gibi, imandan vicdana giden de bir yol vardır. Bu nedenle, “Kalpler ancak Allah"ı anmakla huzur bulur.” 24 “Allah, her kimi doğruya erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm"a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar. Allah, inanmayanlara azap (ve sıkıntıyı) işte böyle verir.” 25 Şu hâlde Allah"a karşı tam bir ihlâsla hareket eden müminin kalbi ve vicdanı, onu asla aldatmaz.26
İnsanın içinden gelen bir ses olarak vicdan, bir hadiste melek ve şeytanın yani iyiliği ve kötülüğü telkin eden iki farklı varlığın merkezi olarak tarif edilir: “İnsanoğluna şeytan da melek de yaklaşır. Şeytanın yaklaşması, onu kötülüklere götürmek ve ona hakkı yalanlatmaktır. Meleğin yaklaşması ise, onu hayırlara götürmek ve ona hakkı doğrulatmaktır. Kim (hayra yönelme arzusu) hissederse bunun Allah"tan olduğunu bilsin ve Allah"a hamdetsin. Kim de içinde diğerini (şeytanın vesvesesini) hissederse, taşlanmış ve kovulmuş şeytandan Allah"a sığınsın.” 27
Vicdan, Kur"ân-ı Kerîm"de ve hadis-i şeriflerde çoğu zaman “kalp” kelimesiyle karşılanır. Mutmain kalpler,28 selim kalpler,29 Allah"a yönelmiş kalpler,30 Allah anıldığı zaman titreyen kalpler,31 birbirine bağlı kalpler,32 Allah"a saygılı kalpler,33 huşû duyan kalpler34 sahibini iyi davranışlara yönlendirip kötülüklerden alıkoyar. Ne var ki bazen zulüm ve kibir,35 bazen inat, ihtiras ve taassup,36 bazen hevâ ve heves37 gibi olumsuz duygular vicdanın sesini bastırır. Bu yüzden eğri kalpler,38 gafil kalpler,39 katı kalpler,40 perdeli kalpler,41 hasta kalpler,42 mühürlü kalpler,43 hakikatin sesine kapalı kalpler,44 kör ve düşünemeyen kalpler45 ve kilitli kalpler46 olarak nitelenen kötü kalpler de vardır.