ise sana ulaşamazlar.” “Evet, (öğret) yâ Resûlallah!” deyince Efendimiz şöyle buyurmuştu: “Her namazın ardından otuz üç defa "Sübhânallâh" diyerek Allah"ı tesbih edersin, otuz üç defa "Elhamdülillâh" diyerek O"na hamdedersin, yine otuz üç defa "Allâhü ekber” diyerek tekbir getirirsin. Sonra da bunları, "Lâ ilâhe illâllâhu vahdehû lâ şerîke leh. Lehü"l-mülkü ve lehü"l-hamdü ve hüve alâ külli şey"in kadîr." cümleleri ile bitirirsin. Günahın denizin köpükleri kadar da olsa bağışlanır.” Bir süre sonra Ebû Zer ile bu fakir Müslümanlar Peygamberimizi tekrar ziyaret ederek, “Servet sahibi kardeşlerimiz yaptıklarımızı duydu, onlar da bizim gibi yapmaya başladılar.” deyince Allah Resûlü şöyle buyurdu: “Bu, Allah"ın ikramıdır. Onu dilediğine verir.” 16
Müminlere karşı son derece merhametli olan Sevgili Peygamberimiz onların sıkıntı ve darlık içinde yaşamalarına çok üzülüyordu. Bir gün Medine-i Münevvere"ye Mudar kabilesinden bir grup insan gelmişti. Pejmürde kıyafetler içindeki bu insanların ayakları da çıplaktı. Onların ihtiyaç içerisindeki hâllerini görünce Resûlullah"ın (sav) yüzünün rengi değişti. Bilâl"e ezan okuttu ve namazdan sonra cemaate, âhiret hayatını ve kardeşlik bağlarını hatırlatan sözlerle hitap etti. Ashâb-ı kirâm, para, elbise, buğday ve hurma cinsinden yardımlarını getirdiler. İki öbek hâlinde toplanan yardım, Efendimizi çok mutlu etmişti. Bunun üzerine Allah Resûlü, ilk ve büyük yardımı yapan sahâbîyi kastederek şöyle buyurdu: “Kim İslâm"da güzel bir işe öncülük ederse hem kendi yaptığının sevabını, hem de kendisinden sonra o işi yapanların sevaplarını alır. Üstelik onların sevaplarından da bir şey eksilmez. Kim de İslâm"da kötü bir davranışa önayak olursa hem kendi günahını, hem de kendisinden sonra onu yapanların günahını alır. Yine onların günahından da bir şey eksilmez...” 17 Ayrıca Hz. Peygamber fakirlerin ihtiyacını gidermek için çalışan Müslümanların yaptığı işi, Allah yolunda cihad eden ve gece namaz kılıp gündüz oruç tutan kimseye denk görüyordu.18
Fakirlere yardımı bu derece teşvik eden bir dinin fakirliğin devam etmesini istemesi ve helâl bir şekilde kazanılan servet ve zenginliği kötülemesi, çirkin görmesi düşünülemez. Kısacası İslâm meşru yoldan kazanılan zenginliği teşvik etmiştir. Bu bağlamda Hz. Peygamber, Müslümanlara el emeği ile geçinmenin faziletini anlatarak19 fakirliği ortadan kaldırmak ve insanların daha iyi imkânlara kavuşmasını sağlamak için herkesin çalışmasını, iyi imkânlara sahip olmasını istemiştir.
Bir gün Hz. Peygamber, Amr b. Âs"a haber gönderip savaş için kuşanarak yanına gelmesini emretti. Amr b. Âs da bu emre uyup çok geçmeden