Hz. Peygamber"in yanına geldi. O sırada abdest alan Rahmet Elçisi, Amr"a baktı, sonra gözünü ondan ayırdı ve şöyle buyurdu: “Amr! Ben seni bir orduyla savaşa göndermek istiyorum. Allah sana ganimet nasip eder, ben de sana bir yığın iyi mal veririm.” Amr b. Âs şöyle cevap verdi: “Ben mal istediğim için Müslüman olmadım. Ben sadece İslâm"ı sevdiğim için ve Allah Resûlü ile beraber olmak için Müslüman oldum.” Bunun üzerine Resûlullah, “Salih kişi için salih (iyi) mal ne güzeldir!” buyurdu.20
Bu hadisiyle Hz. Peygamber helâl yoldan kazanılmış hayırlı malın, zenginliğin, salih ve takva sahibi insanların elinde ne büyük bir değer ifade ettiğini vurgulamaktadır. Çünkü böyle bir kişinin elindeki servet zekât olur, sadaka olur, cami olur, okul olur, fakir insanlara yardım olur, hayır olur, hizmet olur, hasenat olur, sevap olur. Zaten zekât gibi farz ve faziletli olan bu ibadetin yapılabilmesi için de çalışmak, kazanmak ve belirli bir miktar mal varlığına sahip olmak gerekmektedir. Ayrıca Kur"an, müminleri sürekli infak ederek ihtiyaç sahiplerinin gereksinimlerini gidermeye çağırır.21 Bu görevleri yerine getiren zengin müminlerin artması sayesinde toplumdaki gelir dağılımı farkı ortadan kalkacak, güvenli, huzurlu ve kardeşçe bir ortam sağlanacaktır.
Hz. Peygamber"in öyle hadisleri vardır ki gelecekte fakirlik probleminin tamamen ortadan kalkacağını, düzenli olarak zekâtlarını vermek isteyen zenginlerin bir gün zekâtı alacak yoksul bulamayacaklarını anlatır. Zekât ve sadaka vererek sevap kazanmaya teşvik eden bir hadisinde Resûlullah (sav) şöyle buyurur: “Çok sadaka verin. Çünkü öyle bir zaman gelecek ki bir adam elinde sadakasıyla gezecek fakat onu kabul eden birini bulamayacak. (Sadaka verilmek istenilen) kişi, "Bu sadakayı dün getirseydin kabul ederdim. Fakat bugün benim bu sadakaya ihtiyacım yok." diyecek.” 22
Allah Resûlü"nün bu ümitvar tasvirini hatırlatan parlak dönemler İslâm tarihinde yaşanmış olsa da geçmişte olduğu gibi günümüzde de fakirliğin en önemli sosyal problemlerden birisi olduğu kesindir. Hicretin on beşinci asrında bugün, özellikle bazı Müslüman ülkelerin ne denli yoksul oldukları herkesin mâlûmudur. Dahası fakirliğinden, geri kalmışlığından söz edilir durur. Sevgili Peygamberimiz insanın yediği en hayırlı lokmanın elinin emeğiyle kazandığı mal olduğunu belirterek Müslümanları çalışmaya teşvik etmişken23 Müslümanların fakir kalmaları, hâricî sebeplerin yanı sıra şüphesiz kendi ihmallerinden ve gayretlerinin azlığından kaynaklanmaktadır.