muhacirleri hakkındaki bu güzel şehâdetinden daha büyük ve daha sevinç verici olamazdı. O kadar ki sahâbîlerden bazısı defalarca Esmâ"ya gelerek Allah Resûlü"nün bu sözlerini ondan tekrar tekrar dinlemek istemişti.5
Sevgili Peygamberimiz, Habeşistan muhacirlerine iki hicret sevabı olduğunu bildirirken ne kadar da haklıydı. Çünkü onlar, İslâm"ın ilk yıllarında Mekke müşriklerinin baskı ve zulümlerine maruz kalmışlardı. Mekke"de 610 yılında Hira Mağarası"nda doğan hidayet güneşi yayıldıkça Mekkeli putperestlerin Müslümanlara karşı olan baskı ve şiddeti de çoğalmıştı. Hakaret ve işkencelere maruz kalan Müslümanlar, canlarından da endişe eder duruma gelmişlerdi. Doğup büyüdükleri, o çok sevdikleri yurtları Mekke, artık onlara dar geliyordu.6
Allah Resûlü"nün vahye muhatap oluşunun üzerinden henüz beş yıl geçmişti. 615 yılının Recep ayıydı.7 Ashâbının çektiği eziyet ve işkenceye karşı bir şey yapamamanın ızdırabını duyan Rahmet Peygamberi, onlara bu sıkıntıdan kurtulabilmeleri için hicret etmelerini tavsiye etmişti. Kuşkusuz kolay değildi insanın her şeyini ardında bırakarak hiç bilmediği diyarlara göç etmesi. Ancak bu göç, inandığı dini yaşamak gibi ulvî bir değer uğruna yapılınca, mükâfatı da bir o kadar yüce olmaktaydı. Zira Allah Teâlâ, bu kutlu insanlar için şöyle buyuruyordu: “Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, elbette onları dünyada güzel bir şekilde yerleştiririz. Âhiret mükâfatı ise daha büyüktür. Keşke bilselerdi.” 8 Bu ilâhî müjdeye nail olabilmek için inananların yolculuk yapacakları yer ise Allah Resûlü"nün sevdiği ve güvendiği bir memleket olan Habeşistan"dı.9
Habeşistan, o dönemde ticarî yolculukların yapıldığı, deniz yoluyla ulaşılma imkânına sahip olan, Müslümanlarca da bilinen bir ülkeydi. Bununla birlikte, hicret için tercih edilmesinin asıl sebebi güvenli bir yer olmasıydı. Arabistan çevresindeki diğer bölgeler, yeni bir dine mensup olan bu insanları kabul etmezdi. Semavî bir din olan Hıristiyanlığı benimseyen ve âdil bir hükümdara sahip olan Habeşistan, hicret için en uygun ülke idi. Nitekim Allah Resûlü, “Habeşistan"da, ülkesinde hiç kimseye zulmedilmeyen bir kral vardır. Allah sizin için bu durumdan bir çıkış ve kurtuluş yolu gösterinceye kadar orada kalın.” 10 demişti. Böylece, Allah Resûlü"nün övdüğü ve vefatında da, “Bugün Allah"ın salih bir kulu olan Ashame (Necâşî) vefat etti.” 11 diye nitelendirdiği ve güvendiği Necâşî"nin ülkesine hicret izni verilmiş oldu.
İslâm"ın ilk hicreti böylece Habeşistan"a gerçekleştiriliyordu. Ashâbdan on bir erkek, dört kadın, Şuaybe Limanı"ndan bindikleri gemiyle Kızıldeniz"i