beraber oturan Hz. Peygamber"i tanıyamamış ve “Hanginiz Muhammed?” diye sormak zorunda kalmıştı.28 Daha öncesinde, hicret esnasında da benzer bir olay yaşanmıştı. Rebîulevvel ayının bir pazartesi günü Allah Resûlü ve beraberindekiler sıkıntılı hicret yolculuğunun sonuna gelip Kubâ"ya ulaştıklarında Medineli Müslümanlar tarafından coşkulu bir şekilde karşılanmışlardı. Peygamber Efendimiz istirahat için bir hurmanın gölgesine oturmuş, kendilerini karşılayanlarla Hz. Ebû Bekir ilgilenmişti. Hatta ensardan Resûlullah"ı karşılamak için Kubâ"ya gelenler onu daha önceden hiç görmemiş oldukları için Hz. Ebû Bekir"i selâmlıyorlardı. Ne zaman ki Hz. Ebû Bekir, Peygamberimizi güneşten korumak maksadıyla kendi elbisesiyle ona gölgelik yapmıştı, işte ancak o zaman halk Resûlullah"ı tanıyabilmişlerdi.29
Hz. Âişe"nin ifadesiyle ashâbdan herhangi bir aile reisi evinde ne yapıyorsa o da aynısını yapardı.30 O, herkes gibi bir insandı. Elbisesini temizler, koyununu sağar ve kendi ihtiyaçlarını kendisi görürdü.31 Hz. Peygamber"i çocuklarla şakalaşırken,32 torunlarını gezdirirken,33 gençlerle dertleşirken, alış veriş yaparken, savaş için hendek kazarken görmek mümkündü. Sonradan Kûfe"ye yerleşen ve Abdülmelik b. Mervân"ın hilâfeti zamanında vefat eden34 Câbir b. Semüre"ye Resûlullah ile birlikte oturup diğer insanlarla yaptıkları gibi sohbet ve muhabbet edip etmedikleri sorulunca o, “Elbette çok kereler sohbete dalardık. Resûlullah sabah namazından sonra, güneş yükselinceye kadar namaz kıldığı yerden kalkmazdı. O arada sahâbe sohbet edip konuşurlar, câhiliye döneminde yaşadıklarını anarlar ve gülerler, o da tebessüm ederdi.” diye anlatmıştı.35 Zeyd b. Sâbit ise böyle bir soruya, “Dünyadan bahsedersek bizimle beraber o da bahseder, yemekten söz edersek bizimle beraber o da söz ederdi.” şeklinde cevap vermişti.36
Hz. Peygamber, insanların arasında onlardan biri olarak yaşantısını sürdürmekteydi. Herkes gibi o da hüzünlenir,37 neşelenir38 ve öfkelenirdi.39 Onun da hayat meşgalesi vardı. Arkadaşlığı, dostluğu vardı. Eşleri, çocukları ve torunları vardı. Eşleriyle ilişkisinde sorun yaşadığı anlar da olmuştu,40 onlarla huzur ve neşeyi paylaştığı anlar da...41
İnsanî ihtiyaçları olduğu gibi herhangi bir insanın yaşayabileceği durumlar onun da başına geliyordu. Bir defasında yolculuğun verdiği yorgunlukla uykuya teslim olmuş, sabah namazına kalkamamış ve ancak güneş yükseldikten sonra namazını kaza edebilmişti.42 Bir defasında da kıldırdığı bir namazın rekât sayısında yanılmış, sahâbîler, namazda bir