değişiklik olup olmadığını ona sorduklarında Hz. Peygamber, “Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Sizin hatırladığınız gibi hatırlarım ve sizin unuttuğunuz gibi unuturum.” buyurdu. Sonra iki (secde ederek) sehiv secdesi yaptı.43 Başka bir sefer sabah namazını kılarken Mü"minûn sûresini okumaya başlamıştı. Musa ve Harun peygamberlerin zikredildiği âyete44 gelmişti ki kendisini bir öksürük almış, daha fazla okuyamayacağını anlayıp rükûya gitmişti.45 Peygamber olmasına rağmen, daima Allah"a şükreden bir kul olma arzusu içindeydi. İbadet aşkıyla uzun süre namaz kılmaktan dolayı ayakları şişip çatlamıştı.46 Öte taraftan gelmiş geçmiş bütün günahları affolunduğu hâlde, “Bazen benim kalbimde bir dalgınlık olur ve bu yüzdengünde yüz defa Allah"a istiğfar ederim.” buyurmuştu.47
Günlük hayatta karşılaşılabilecek sıkıntılara o da maruz kalabiliyordu. Meselâ, Hayber"den dönerken eşi Safiyye"yi bineğinin arka tarafına bindirmişti. Talihsizlik bu ya, yolda gelirken bindikleri bu dişi devenin ayağı sürçmüş ve Peygamberimiz ile eşi Safiyye, ikisi birden yere düşmüştü.48 Yine başka bir gün, Allah Resûlü attan düşmüş ve sağ yanı incinmişti. O, bu yaralanmadan dolayı namazlarını bir süre oturarak kıldırmak zorunda kalmıştı.49 Diğer insanlar gibi onun da hastalandığı olmuş ve döneminde geçerli olan tedavi yöntemlerini uygulamıştı. Şiddetli baş ağrısı çekmiş ve hacamat yaptırıp kan aldırmıştı.50 Hz. Âişe"nin anlattığına göre, Peygamber (sav) hastalandığında kendisine ilaç vermelerini istememesine rağmen onun ağzına ilaç koymuşlardı. Onlar, Resûlullah"ın ilaç istememesini, ilaçtan hoşlanmamasına bağlamışlar ve ilacı içirmeye devam etmişlerdi. Hatta Resûlullah ayılınca kendisine ilaç içirenlerin hepsinin o ilaçtan içmesini isteyerek tatlı bir intikam bile almıştı.51
Resûl-i Ekrem"in dünya işlerine dair bilgi ve tecrübeleri, içinde yaşadığı toplumunkinden farklı değildi. Ziraatın yapılmadığı ve ticaretin egemen olduğu Mekke"den Medine"nin mümbit topraklarına geldiğinde, halkın tarımla uğraştığını görmüştü. Medine, yemyeşil hurma bahçelerinin bulunduğu bir bölge idi. Bu bahçeler Medinelilerin önemli bir geçim kaynağıydı. Ürünlerini daha kaliteli hâle getirmek için hurma ağaçlarını aşılıyorlardı. Peygamber (sav) onların bu durumunu görünce, “Siz ne yapıyorsunuz?” diye sordu. Onlar da aşılama işinin öteden beri yaptıkları bir uygulama olduğunu söylediler. Hz. Peygamber, “Belki de bunu yapmasanız daha iyi olur.” dedi. Onun bu ifadesi üzerine aşılamayı bıraktılar.
Fakat hurmalar o sene her zamankinden daha az mahsul verdi, hatta yemişlerini döktü.