taş olup karınlarına oturuyordu.25 Eşi Hz. Âişe, Hz. Peygamber"in hâne-i saadetlerinde uzun süre ocakta ateş yanmadığını, bu süre içinde sadece kuru hurma ve su ile beslendiklerini, bir de ensardan sadık bir komşularının kendilerine süt ikram ettiğini ve bunu içtiklerini anlatmaktaydı.26 Yine bir seferinde Peygamber (sav) yemeğe oturmuş, önüne kuru ekmek getirilmesi üzerine, “Katık olacak bir şey yok mu?” diye sormuştu. “Hayır, sirkeden başka bir şey yok.” cevabını alınca, “Sirke ne güzel katıktır.” buyurarak yemeye başlamıştı.27
Anlaşıldığı kadarıyla Hz. Peygamber"in bu yaşantısı, “bir lokma bir hırka” şeklinde özetlenen hayat felsefesini benimsediğinden değil, hem o günün şartlarında yiyecek bulmada yaşanan sıkıntılardan hem de eline geçeni öncelikle yoksul ashâbına dağıtmasından kaynaklanmaktaydı.
Tevazuu şiar edinen Allah Resûlü, önüne konan bir yemekte asla kusur bulmaz, canı çekerse yer, hoşlanmazsa yemezdi.28 Yemeğin hiçbir şekilde israf edilmesini istemez, tabakta kalanların bitirilmesini ister, bir lokmanın bile zayi olmamasına dikkat ederdi.29
Peygamber Efendimizin de sevmediği için yemediği birtakım yiyecekler vardı. Bu yiyecekler daha çok Resûlullah"ın kendi yöresinde pek bilinmeyen ve dolayısıyla alışık olmadığı yiyeceklerdir. Bu yiyecekleri sevmemesi, öncelikle onun bireysel tercihi olmakla birlikte aynı zamanda içinde yaşadığı kültürün mutfak zevkiyle de yakından ilgilidir. Nitekim Peygamber Efendimizin eşlerinden Meymûne validemizin evinde yaşanan şu hadise Efendimizin kendi bölgesinde bulunmayan bir yiyeceğe karşı tavrını bize açık bir şekilde göstermektedir:
“Allah"ın Kılıcı” lakabı ile anılan Hâlid b. Velîd ve Abdullah b. Abbâs, Peygamber Efendimiz ile birlikte Meymûne validemizin yanına gitmişlerdi.30 Aynı zamanda Hâlid b. Velîd ve Abdullah b. Abbâs"ın teyzesi olan Meymûne validemiz, hemen onlara ikram etmek üzere yiyecek bir şeyler hazırladı.31 Efendimiz önüne gelen yiyeceğe tam uzanmıştı ki orada bulunan bir kadın, bu yiyeceğin ne olduğunu Efendimize söyledi. Nitekim Efendimize bir yiyecek ikram edildiğinde, öncelikle bu yiyeceğin ne olduğu konusunda bilgi verilirdi.
Meymûne validemizin Peygamber Efendimize ikram ettiği yiyecek, Meymûne"nin kız kardeşi Hufeyde"nin Necid"den getirdiği kebap yapılmış kelerden (bir tür kertenkeleden) oluşuyordu.32 Keler eti olduğu söylenince Peygamberimiz hemen yemekten elini çekti. Bunun üzerine Hâlid b. Velîd,