“Bu (keler) haram mıdır yâ Resûlallah?” diye sordu. Resûlullah, “Hayır, fakat o bizim oralarda bulunmaz. Bundan dolayı ben ondan hoşlanmıyorum. Siz yiyin.” buyurdu.33
Efendimizin bu sözleri üzerine Hâlid b. Velîd keleri kendi önüne çekip yemeğe başladı. Bu esnada da Peygamber Efendimiz de onu seyrediyordu.34 Orada bulunan diğer kimseler de kelerden yedi. Fakat Meymûne validemiz, “Ben ancak Resûlullah"ın yediği yiyeceklerden yerim.” diyerek kelerden yemedi.35
Hz. Peygamber"in keleri yememesi, onun böyle bir eti hiç tatmamış olması, ona karşı herhangi bir istek duymaması gibi tamamen kendi damak zevkiyle, midesi ve iştahı ile ilgili bir durumdur. Kendisi yememesine rağmen oradakilere müsaade etmesi, kesin olarak yenilmesinin mubah olduğunu ve bunun insanların zevklerine bırakıldığını ortaya koymaktadır. Nitekim Efendimizin başka bir rivayette, “Ben keleri yemem fakat haram da kılmam.” buyurması da bunu göstermektedir.36 Diğer taraftan Meymûne validemizin tavrı ise böyle bir yemeği beğenip beğenmemekten ziyade, Hz. Peygamber ile aynı doğrultuda hareket etmiş olmayı arzulamasından kaynaklanmaktadır. Nitekim Resûl-i Ekrem"in keler eti yememesinin tamamen kişisel bir seçim olduğunu anlayan sahâbîler arasında keler etini sevenlerin yanında sevmeyenler de bulunmaktaydı.
Neyin yenilip neyin yenilmeyeceğinin tespitine ilişkin temel esasları dinî hükümler belirlerken yiyecekler arasında tercih yapılmasında kültürel ve bireysel tercihler ön plana çıkmaktadır. Peygamber Efendimizin koyunun kol kısmını sevdiği,37 kabak yemekten hoşlandığı,38 buna karşın çekirge yemekten hoşlanmadığı rivayet edilmektedir.39 Bu noktada bazı sahâbîlerin sırf Hz. Peygamber seviyor diye bazı yiyecekleri yemeleri, bazılarını da sırf o sevmiyor diye terk etmeleri dinî bir zorunluluktan değil, Resûlullah"a olan sevgi ve bağlılıklarından kaynaklanmaktadır. Nitekim Enes b. Mâlik"in Hz. Peygamber sevdiği için kabak yemeğini sevmesi,40 Ebû Eyyûb el-Ensârî"nin de Hz. Peygamber sevmediği için içerisinde sarımsak bulunan yemeği yememesi bu duruma örnek gösterilebilir.41
Bir gün Hz. Peygamber"e içinde (soğan, sarımsak gibi) sebze bulunan bir tabak getirilmiş, tabaktan hoşlanmadığı bir koku alınca bunun ne olduğunu sormuştur. Bunun üzerine tabakta bulunan sebzelerin neler olduğu kendisine söylendiğinde, yanında bulunan sahâbîlerden birine işarette bulunarak, “(Bu sebzeleri) şu zâta götürünüz.” buyurmuştur. Fakat o sahâbî de