kelimeler ve kavramlar her şeyden evvel Kur"an vahyinin ürünüydü. Sözü uzatmaz, az, öz ve hikmetli sözler söylerdi. Genel olarak insanların kolayca anlayabilecekleri bir dil kullanırdı. İfade tarzı oldukça güçlü ama yorucu değildi. Cümleleri çoğu defa kısa ama anlaşılır bir tarzdaydı. Oldukça fasih, beliğ ve gayet akıcı bir üslûbu vardı. Hz. Âişe"nin ifade ettiği gibi, “Resûlullah"ın (sav) konuşması, işiten herkesin anlayabileceği kadar açık seçikti.”8 Enes b. Mâlik"in ifadesine göre de Resûlullah (sav) konuştuğu bir kelimeyi, dinleyen daha kolay anlasın diye bazen üç sefer tekrar ederdi.9 O, bir söz söylediği zaman kelimelerini saymak isteyen bir kimse sayabilirdi.10
Yine Allah Resûlü, çevresindekileri eğitmek öğretmek amacıyla da olsa sürekli konuşmaz, ashâbına uzun uzadıya nutuk çekmezdi. Ancak ihtiyaç duyduğunda ya da kendisine sorulduğunda belli açıklamalarda bulunurdu. Abdullah b. Mes"ûd"un ifadesine göre Allah Resûlü, ashâbını usandırmamak için vaaz ve nasihati belli günlerde yapardı.11
Allah Resûlü, vereceği bildirinin en doğru bir şekilde yerine ulaşması için gerektiğinde mecaz, kinâye, istiâre, teşbih, mesel, kıssa gibi edebî sanatları kullanmayı ihmal etmezdi. Bazen dikkat çekici hitap ifadeleri, bazen muhataplara soru sorma, bazen önemli gördüğü cümleleri tekrarlama gibi hususları devreye sokarak meramını daha kolay anlatırdı. Sözleri sade ama akıcı idi, konuşmasına göre bazen ağır olsa da sıkıcı değildi. Nitekim bir rivayette Peygamberimiz, “Bana sözün özü verildi.” 12 buyurmaktadır. İmam Buhârî bunu, “Yüce Allah"ın önceki kitaplarda bir ya da birkaç başlıkta yazılmış olan pek çok durumu tek bir başlıkta bir araya getirmesi” şeklinde Peygamberimize Kur"an"ın verilmesiyle açıklarken13 birçok âlim ise “cevâmiu"l-kelim” ifadesini, Hz. Peygamber"e özlü sözler söyleme kabiliyeti verilmesi şeklinde anlamışlardır.14 Buna göre Hz. Peygamber, kendisine verilen fesahat ve belâgat kabiliyetleri sayesinde mânâların derinliğine kolaylıkla nüfuz edebilmekte, daha önce gelen ilâhî kitaplardaki uzun bahisleri ve kendisine ilham edilen konuları hikmetli sözlerle kısaca ortaya koyabilmekteydi. Ayrıca, hem Kureyşli olması hem de Benî Sa"d yurdunda yetişmesi hasebiyle Allah Resûlü Arap"ın en fasih konuşanı olmakla iftihar etmekteydi.15
Büyük dil âlimlerinden Câhız, Hz. Peygamber"in dilini edebî açıdan şöyle tasvir etmiştir: “Hz. Peygamber"in sözleri, az harflerle çok anlamlar ifade eden, yapmacıklıktan uzak, zorlamalardan berî idi. Dili kullanırken uzatılması gereken yerde uzatmış, kısa ve öz olması gereken yerde de çok