Tüm bu delil ve uyarılara rağmen doğup büyüdüğü şehir olan Mekke"de dine davet imkânı ortadan kalkıp çabaları sonuç vermeyince, Hz. Peygamber, artık görevini yapabileceği yeni bir mekân arayışına girişti. Böylece o, aslında bütün insanlığa bir mesaj olan bu ilâhî uyarıyı anlayacak sağduyuya sahip bir çevre70 oluşturmak amacıyla, hac mevsiminde buraya gelen insanlara kendisini takdim ederek şöyle demeye başladı: “Beni kendi kavmine götürecek bir adam yok mu? Çünkü Kureyş, Rabbimin sözlerini tebliğ etmemi engelledi.” 71
Arayış içerisindeki Hz. Peygamber, o sıralarda Tâif şehrine giderek Tâiflileri İslâm"a davet etti. Fakat Tâifliler, daveti kabul etmedikleri gibi Hz. Peygamber"i taş yağmuruna tutup ona hakaret ettiler. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak, Cebrail"i Hz. Peygamber"e göndermiş, isterse helâk meleğinin Tâif halkını helâk edebileceğini bildirmiş ancak Rahmet Peygamberi, bu gözü dönmüş, taş yürekli insanların soyundan Allah"ın birliğini haykırarak O"na iman edeceklerin çıkabileceğini ümit etmiş ve düşmanlarının bile hidayetini dilemiştir.72
Mekke döneminde, her türlü zulüm ve işkence altında inim inim inleyen Müslümanların şikâyetleri karşısında Hz. Peygamber sabrı tavsiye etmişti. Önceki ümmetlerden iman edenlerin bedenlerinin testere ile ikiye biçildiğini, demir taraklarla etlerinin kemiklerine kadar taranarak sıyrıldığını ama bu işkencelerin bile onları dinlerinden döndüremediğini ifade etmişti. Hatta o, Yemen"in San"a şehrinden yola çıkan bir kimsenin Hadramevt"e kadar hiçbir şeyden endişe etmeksizin ve korkmaksızın gidebileceği bir şekilde dinin yayılıp kemale ereceğini bildirerek Müslümanlara ümit bahşetmişti. Böylece onlara aceleci olmamaları gerektiğini bildirmişti.73
Hz. Peygamber, Tâif"ten döndükten sonra bir hac mevsiminde, daha sonra hicreti ile şereflenince Medine adını alacak olan Yesrib"e ve Yesriblilere yönelmiştir. Akabe denilen mevkide Medineli Müslümanlarla anlaşma yaparak onlardan bağlılık yemini almıştır.74 Peygamberliğinin onuncu yılında, Akabe gecesinde yapmış olduğu anlaşmada, her hâl ve şartta ilâhî emirlere kulak verip dinleyeceklerine, kolay ya da zor zamanlarda birbirlerine yardım edeceklerine, iyi şeyleri emredip kötülüklerden alıkoyacaklarına, Allah hakkında, hiçbir kınayanın kınamasına aldırmaksızın daima doğruyu söyleyeceklerine, Allah Resûlü"ne yardım etmeye ve Medine"ye geldiği zaman onu eşlerini ve çocuklarını savundukları gibi savunacaklarına dair onlardan söz almıştır.75