kısmında misafir edilmişlerdi. Maddî durumları yerinde olan ensar, Suffe"nin ihtiyaçlarıyla ilgilenir, hurmalıkları olan sahâbîler mescide onlar için hurma getirirlerdi.3 Bundan başka Suffe"de sadece talebeler değil aynı zamanda Peygamber Efendimizi görmek için gelen ve kalacak başka yeri olmayan misafirler de kalırdı. Suffe Ehli, gündüzleri mescitte ilim ve ibadetle meşgul oluyorlar, Suffe"yi yatakhane ve ilmî müzakere yeri olarak kullanıyorlardı. Zamanlarının çoğunu Resûl-i Ekrem"in huzurunda geçiren bu kutlu zümre, ondan hep feyiz alıyordu. 4
Suffe"de her yaşta insan mevcuttu. Sürekli orada kalanlar olduğu gibi geçici olarak gelip kalanlar da bulunmakta idi. Ebû Hüreyre, Ebû Zer, Vâsile b. Eska", İrbâz b. Sâriye, Ukbe b. Âmir gibi sahâbîler Suffe"nin müdavimlerindendi.5 İlme ve Hz. Peygamber"in yanında bulunmaya düşkünlüğünden dolayı Hz. Ömer"in oğlu Abdullah ise Suffe"de kalmayı ve Resûlullah"ın (sav) yanında bulunmayı, baba evine tercih etmişti.6 Bu sayede Kur"an"ı, İslâm"ın esaslarını ve hadisleri daha fazla öğrenme imkânı bulmuştu. Suffe"de bulunanların kalma sürelerinin değişiklik arz etmesi dolayısıyla burada yetişenlerin sayıları hakkında kesin bir rakam vermek mümkün değildir.
Suffe Ashâbı, maddî yönden fakir kimselerdi ama zühd, takva, ilim ve marifet ehli idiler. Geceleri sabaha kadar ilimle meşgul olur veya namaz kılarlardı.7 Gündüz hem kendi ihtiyaçlarını hem de mescidin ihtiyaçlarını gidermek için elden geldiğince çaba sarf ederler; su taşırlar, odun toplayıp satarlar ve Suffe"de yaşayanlar için yiyecek satın alırlardı.8
Onlar insanlığın en nasipli talebeleri idiler. Zira Suffe, İslâm"ın ilk yatılı eğitim ve öğretim okuluydu. Peygamber Efendimiz (sav) Suffe Ashâbı"nı ahlâk ve davranış açısından hem eğitiyor hem de onlara gerekli bilgileri öğretiyordu. Hatalarını gördüğü zaman onları ikaz ediyor,9 güzel hasletlerini de övüyordu. Onları güzel ahlâk kazanmaya, iyi davranışlar sergilemeye ve salih ameller işlemeye teşvik ediyordu.10
Allah Resûlü"nün en yakınında bulunan, zamanlarının çoğunu onunla birlikte geçiren bu talebeler, bizzat Resûlullah tarafından eğitilmiş ve onun teşvikiyle ilme her şeyden çok değer vermişlerdi. Bu durumu Suffe Ehli"nden Ukbe b. Âmir el-Cühenî şöyle nakletmektedir: “Biz Suffe"de iken Resûlullah (sav) yanımıza çıkageldi ve "Hanginiz sabahleyin Buthân veya Akîk"a gidip Allah"a (karşı) günah işlemeden ve akrabalık bağlarını kesmeden iri hörgüçlü, gösterişli iki deve almak ister?" buyurdu. Oradakiler,