Bunun yanı sıra o, dünyada da pek az kişiye nasip olan çeşitli nimetlerle ilâhî iltifata mazhar olmuştur. Kendisine ilim verilen,28 kuş dili öğretilen,29 karıncaların dilinden anlayan,30 rüzgâra31 ve cinlere32 hükmedebilen33 ve her şeyden nasip verilmiş34 bir peygamberdi.
Babası Hz. Dâvûd hakkında olduğu gibi Hz. Süleyman"a ilişkin de Yahudi edebiyatında çok çeşitli bilgiler yer almaktadır. Kur"an ve sahih hadislerde onun hakkında detaylı mâlûmat yer almamakla birlikte, özellikle onun yargıya konu olmuş bazı meselelere getirdiği çözümler âyet ve hadislerde yer almaktadır. Nitekim bir defasında anlaşmazlığa düşen iki kişi, Hz. Dâvûd ile oğlu Hz. Süleyman"ın huzuruna gelmişlerdi. Kur"an"da, “Dâvûd ile Süleyman"ı da hatırla. Hani bir ekin tarlası hakkında hüküm veriyorlardı. Çünkü halkın koyunları o ekine girmişti. Biz de hükümlerine şahit olmuştuk.” 35 âyetleriyle hatırlatılan bu olaya göre şikâyetçilerden birinin koyun sürüsü diğerinin tarlasına geceleyin girmiş ve zarar vermişti. Dâvûd (as) kendi ictihadıyla koyunların değerini zarara denk görmüş, bu nedenle de koyunların tarla sahibine verilmesine karar vermişti. Ancak Hz. Süleyman, tarlanın koyun sahibine, koyunların da tarla sahibine verilmesinin daha uygun olacağına hükmetmişti.36 Böylece koyun sahibi, tarlayı zarardan önceki hâline getirinceye kadar, tarla sahibi koyunların yününden, sütünden ve kuzularından yararlanabilecek, tarla sahibinin zararı karşılanınca tarla ve koyunlar sahiplerine iade edilecekti. Bu düşüncesini babasına söyleyince, oğlu Süleyman"ın hükmü babasının çok hoşuna gitmiş ve kararını buna göre vermişti.
Daha küçük yaşta olaylara hâkimiyetiyle dikkat çeken Süleyman (as), bir keresinde de çocuklarından birini kurda kaptıran iki kadının aynı çocuk üzerinde annelik iddia etmesiyle karşılaştığında, “Bana bir bıçak getirin de onu sizin aranızda paylaştırayım.”diyerek kadınların tepkisini ölçmüş ve kadınlardan birinin feryat ederek, “Çocuk onundur aman yeter ki ona zarar vermeyin!” demesine şahit olunca da babası Hz. Dâvûd"un aksine bir hüküm vererek gerçek annenin çocuğun kılına dahi zarar gelmemesini isteyen diğer kadının olduğuna hükmederek onun, verdiği hükmü değiştirmesine sebep olmuştur.37
Babası Hz. Dâvûd, Hz. Süleyman"a, Kudüs"te inşa etmek için hazırlıklarına başladığı, fakat tamamlayamadığı mâbedin inşasını bitirmesini vasiyet etmişti.38 Süleyman (as) babasının vasiyetine uyarak, Kudüs"te önce Beytü"l-Makdis"i, ardından da muhteşem bir saray inşa ettirmiştir.