Mescidin yapımı bitince hem babasının vasiyetini yerine getirmenin, hem de Allah"ın evi olma özelliğine sahip bir mâbet inşa etmenin huzuruyla Allah"a şükretmiş ve şöyle demiştir: “Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra kimseye lâyık olmayacak bir mülk (hükümranlık) bahşet! Şüphesiz sen çok bahşedicisin!” 39
Peygamber Efendimiz de, Hz. Süleyman"ın üç şey dileği olduğunu söyleyerek şunları anlatmıştır: “Dâvûd oğlu Süleyman (as), Beytü"l-Makdis"i inşa edince Yüce Allah"tan üç şey istedi: (Birincisi) Doğru ve isabetli hüküm verme yeteneğinin kendisine verilmesini istedi ki bu kendisine verildi. (İkincisi) Kendisinden sonra kimseye nasip olmayacak bir iktidar verilmesini istedi, bu da kendisine verildi. (Üçüncüsü) Mescidin inşaatını bitirdikten sonra, "bu mescide sadece namaz kılma düşüncesiyle gelen bir kimseyi annesinden yeni doğmuş gibi oradan çıkarmasını" Allah"tan niyaz etti.” 40 Başka bir rivayette yer alan ayrıntıya göre, Resûlullah"ın (sav), “Süleyman"ın ilk iki dileği gerçekleşmiştir; üçüncüsünün de kendisine verilmiş olmasını umarım.” dediği nakledilmektedir.41
Hz. Süleyman, kendi yaşadığı dönemde öylesine bir hâkimiyet kurmuştu ki görenlerin buna hayran kalmaması mümkün değildi. Onun (as) cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan ordusu42 ile kurduğu hâkimiyet, tarihte hiç kimseye nasip olmamıştı. Hz. Süleyman"ın sarayı döneminin en ileri tekniği kullanılarak inşa edilmiş ve göz alıcı sanat eserleri benzersiz bir estetik anlayışı ile yerleştirilmişti. Saray, görenlerde büyük bir hayranlık uyandırıyordu. Hz. Süleyman"ın sahip olduğu hükümdarlığın ihtişamına karşı hayranlığı en derinden yaşayanlardan biri de onunla aynı dönemde yaşayan bir kavmin yöneticisi olan Sebe melikesi Belkıs idi.
Hz. Süleyman, Sebe melikesi Belkıs"ın varlığını, ordusu içinde yer alan Hüdhüd isimli bir kuşun kendisine haber getirmesi sayesinde öğrenmişti:“Derken uzun zaman geçmeden (Hüdhüd) geldi ve dedi ki: Senin öğrenemediğin bir şeyi, ben öğrendim ve sana Sebe"den kesin bir haber getirdim. Gerçekten ben, onlara hükmetmekte olan bir kadın buldum ki kendisine her şeyden verilmiş ve büyük bir tahtı var. Onu ve kavmini, Allah"ı bırakıp da güneşe secde ederlerken buldum. Şeytan onlara yaptıklarını süslemiş, böylece onları (doğru) yoldan alıkoymuş; bundan dolayı hidayet bulmuyorlar.” 43
Bu haberin üzerine Hz. Süleyman, güneşe secde eden Sebe halkını, imana davet etmek için onlara, “Rahmân ve Rahîm olan Allah"ın adıyla.” 44 şeklinde başlayan bir mektup göndermiş ve tüm kavmi kendisine teslim