yaratılmadım.” diyordu.28 Daima ağırbaşlı ve yumuşak kalpliydi, tertemiz bir hayat sürdü.29 Anne babasına da çok iyi davranıyordu.30 Peygamber Efendimiz onun nezih tabiatına işaretle, “İnsanlar içerisinde Yahyâ b. Zekeriyyâ hâriç hata yapmayan veya hata yapmayı düşünmeyen kimse yoktur.” 31 buyurmuştu.
Hz. Yahyâ ile ilgili bu ilâhî mucize gerçekleşirken aynı zaman diliminde bir başka mucize de Beytü"l-Makdis"te yaşanıyordu. Vaktini ibadet ve tefekkürle geçiren Meryem bir gün şöyle bir ses duymuştu: “...Ey Meryem! Allah seni seçti, seni tertemiz yarattı ve seni bütün dünya kadınlarına tercih etti.” 32
Aynı ses tekrar, “Ey Meryem! Rabbine ibadet et, secdeye kapan, (O"nun huzurunda) eğilenlerle beraber sen de eğil!” 33 dedi. Evet, emir Allah"tan gelmişti. Hz. Peygamber"in, “(Kendi döneminin) en hayırlı kadını Meryem"dir. Hatice de (kendi döneminin) en hayırlı kadınıdır.” 34 şeklinde taltif ettiği Hz. Meryem lâyık olduğu mükâfatı böylece almış ve ilâhî vahye muhatap olmuştu.
Mâbette geçen uzun yalnızlık yıllarının ardından Hz. Meryem, ailesinden ayrılarak şehrin doğu tarafında bir yere çekildi.35 Kendiyle baş başa kaldığı bir gün daha önce hiç görmediği son derece güzel görünümlü36 bir insan çıktı karşısına.37 Onun kendisine bir kötülük yapmasından korktu ve dedi ki,“Senden, çok esirgeyici olan Allah"a sığınırım! Eğer Allah"tan sakınan bir kimse isen (bana dokunma).” 38 Meryem"e mükemmel bir insan şeklinde gözüken Cebrail"den başkası değildi. Cebrail, “Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk bağışlamak için gönderildim.” dedi. 39 Meryem"in şaşkınlığı daha da artmıştı. “Bana bir insan eli değmediği, iffetsiz de olmadığım hâlde benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi.40 Cebrail, “Öyledir, dedi. Rabbin buyurdu ki, bu bana kolaydır. Çünkü biz, onu insanlara bir mucize ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış bir iş idi.” 41
İşte dünyada ve âhirette en itibarlı ve Allah"a en yakın kullar içerisinde yer alacak olan Hz. İsa, annesine böyle müjdelenmişti.42 Takdir-i ilâhî gerçekleşmişti. Şimdi Meryem"i sıkıntılı günler bekliyordu. Bu hâlini kime, nasıl izah edecekti. Kendisine iffetsiz gözüyle bakılacağından endişe ediyordu. Bu nedenle hamile olduğunu bütün insanlardan gizlemişti. Bakire bir kızın hamile olmasını kim, nasıl anlayabilirdi?43 Doğum ânı yaklaştığında bu düşüncelerle Kur"an"ın ifadesiyle “uzak bir yere” ,44 Kudüs"e birkaç kilometre uzaktaki Beytül-Lahm"e geldi.45
Doğum zamanı gelmişti. Meryem bir hurma ağacına yaslanmış ve dudağından şu sözler dökülmüştü: “Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!” 46 Bu hüzünlü yakarışın ardından bebek doğmuştu. Allah"ın