Muhtemeldir ki bu gurur sebebiyle bazı genç sahâbîler, miğfersiz, zırhsız ve silahsız olarak sefere çıkmışlardı. Hevâzin kabilesi ise iyi ok kullanan bir kabile idi. Bu ok yağmuru karşısında özellikle genç sahâbîler kaçmaya başladı.13 O kadar ki Allah Resûlü"nün etrafında yüz kişi bile kalmamıştı.14 Ancak bu hengâmede bindiği hayvanı daima ileri sürerek kendisini düşmanın ortasına atan tek kişi Allah Resûlü idi. O, beyaz katırını düşmanın üzerine doğru sürdüğünde, amcası Abbâs katırın geminden, Ebû Süfyân da üzengisinden tutarak Allah Resûlü"nün daha fazla ilerlemesine mani olmaya çalışıyorlardı.15 Amcası Abbâs ve Ebû Süfyân b. Hâris, Allah Resûlü"nün yanından hiç ayrılmıyorlardı. O an Resûlullah, Abbâs"tan, “Ashâb-ı Semüre!” diye nida etmesini istedi. Semüre, Hudeybiye"de Hz. Peygamber"in altında canları pahasına kendisini koruyacaklarına dair Müslümanlardan söz aldığı ağacın adıydı. Hz. Abbâs"ın sesi gürdü. Avazı çıktığı kadar, “Ashâb-ı Semüre nerede!” diye bağırdı. Bu çağrı, Hz. Abbâs"ın kendi ifadesiyle, “ineğin yavrularına melemesi gibi” karşılık gördü. İnsanlar hep bir ağızdan, “Yâ lebbeyk, yâ lebbeyk!” yani “Buyur yâ Resûlallah!” diyerek Allah Resûlü"nün yanına koştular. Allah Resûlü, yanında toplanan ashâbına, “Ey Allah"ın kulları! Şüphesiz ben Allah"ın kulu ve resûlüyüm! Ey ensar topluluğu!Şüphesiz ben Allah"ın kulu ve resûlüyüm!” 16 diye seslendi. Ensar da hep bir ağızdan, “Lebbeyk, lebbeyk!” “(Buyur yâ Resûlallah! Emrine âmâdeyiz!)” diye karşılık verdiler.17 Artık İslâm ordusu büyük bir moral bularak toparlanmış ve ölümü pahasına düşmanla çarpışmaya başlamıştı.
Bu arada müşrikler Allah Resûlü"nün etrafını sarmıştı. O ise hemen beyaz katırından indi ve “Şüphesiz ben peygamberim. Bunda yalan yok! Abdülmuttalib"in evlâdıyım!” demeye başladı.18 Berâ" b. Âzib, yıllar sonra Huneyn Gazvesi"nden bahsederken bu kargaşa anında Allah Resûlü"nün ortaya koyduğu cesareti anlatacak ve sözlerine şöyle son verecekti: “Vallahi savaş kızıştığında biz düşmandan Hz. Peygamber ile korunuyorduk! Bizim en cesurumuz onunla yan yana durabilendi.”19 Çünkü Allah Resûlü Enes"in tarifiyle insanların en güzeli, en cömerdi ve en cesuru idi.20 Müslümanlar artık cesaretlenmiş, güç ve kuvvetlerini toplamışlardı. Bu durumdan memnun kalan Peygamber Efendimiz, “İşte bu, savaşın şiddetlendiği andır!” buyurdu. Daha sonra yerden bir avuç toprak aldı ve belki de son vurucu darbe olarak, “Muhammed"in Rabbine yemin olsun ki hezimete uğradılar!” deyip düşmanın üzerine saçtı. Artık Hevâzin ordusu kaçıyor,