Ne kadar da âlicenap bir davranıştı bu... Kendisine zulmün, işkencenin ve hakaretin her türlüsünü yapan, çok değil daha birkaç saat öncesinde bütün güçleriyle onu yok etmek isteyen insanları affetmek, ne büyük bir merhamet örneğiydi. Bu rahmet atmosferi sayesindedir ki Mekke halkı, Peygamber Efendimize Müslüman olduklarını bildirmek için akın akın gelmeye başladılar. Kur"an"ın ifadesiyle insanlar bölük bölük Allah"ın dinine giriyorlardı.52 Kureyş dışındaki Arap kabileleri de İslâm"ı kabul etmek için Mekke"nin fethini gözlüyorlardı. Sonunda onlar da fetihten sonra İslâm"a girmeye başladılar.53 Üstelik Ehl-i kitaptan ve müşriklerden gelip de İslâm"ı kabul edenlerin diğer Müslümanlarla aynı haklara sahip olduğu, bizzat Allah Resûlü tarafından ilân edilmişti.54
Resûlullah, konuşmasından sonra Safâ Tepesi"ne çıkarak Mekkelilerin kendisine bağlılık yeminlerini kabul etti. Bu esnada Kureyş kadınlarından bir grup da orada toplanmıştı. Efendimizin amcası Hz. Hamza"yı Uhud Savaşı"nda öldürten ve İslâm düşmanlığında ön saflarda olan Ebû Süfyân"ın eşi Hind bnt. Utbe de aralarındaydı. Müslüman olduktan sonra evindeki putları parçalayarak, “Sizinle ne kadar gurur duymuştuk.”55 diye hayıflanan Hind, şehrin diğer kadınları ile beraber biat etmek üzere Hz. Peygamber"in huzuruna gelmiş ve fetih günü affa mazhar olanlar arasında yerini almıştı.56
Resûlullah Hacûn denilen yere bayrağını diktirdi.57 Bu arada Mekke"de genel bir af ilân edilmişti. Fakat Resûlullah daha Mekke"ye girmeden evvel birtakım isimler saymıştı ki bunlar, Kâbe"nin örtüsüne sarılmış bir vaziyette bulunsalar bile öldürüleceklerdi. Bunlardan Ebû Cehil"in oğlu İkrime, fetih gerçekleşir gerçekleşmez gemiyle kaçmak üzere Yemen"e doğru yola çıkmış, ancak gemi bir ara fırtınaya yakalanmıştı. Gemidekilerin hepsi birden: “Allah"tan başkasına yakarmayı bırakın! Şu anda putlarınız ve ilâhlarınızın hiçbirinin size bu gemide bir faydası olmaz.” dediler. Bunun üzerine İkrime"nin beyninde sanki şimşekler çakmıştı. Kendi kendine şöyle mırıldanıyordu: “Vallahi denizde beni Allah"a olan ihlâs ve samimiyet kurtarıyorsa karada da bundan başkası kurtaramaz. Allah"ım sana söz veriyorum. Eğer beni şu anda içinde bulunduğum tehlikeden kurtarırsan Muhammed"e gidip onun eline yapışacak ve iman edeceğim. Umarım onu affedici ve ikram sahibi olarak bulurum.”58
İkrime aklından bunları geçirirken Allah Resûlü çoktan onu affetmişti. Zira hanımı Ümmü Hakîm bnt. Hâris Müslüman olmuş ve Resûlullah"tan kocasını