Devenin kurbanlık olduğunun bilinmesi için hörgücünün sağ tarafından bir çizik atarak oradan hafifçe kan çıkarttı, hayvanın boynuna da iki pabuç taktı. Ardından bineceği devesi Kasvâ getirildi. Beydâ denilen düzlüğe varınca, hac niyetiyle telbiye getirdi.12 Kimilerine göre ise Resûlullah (sav) telbiye getirmeye Zülhuleyfe"de, mescidin yanındaki ağacın bulunduğu yerden itibaren, devesine binişte, tam devesi ayağa kalkarken başlamıştı.13
Beydâ düzlüğüne çıktığında onun önünde gözün alabildiği kadar binekli ve yaya insan vardı. Bir o kadar da sağında, solunda ve arkasında vardı. Resûlullah (sav) aralarında bulunuyor, Kur"an ona nâzil oluyor; yorumunu da o biliyordu. O ne yaparsa, ashâbı da öyle yapıyordu. Derken kelime-i tevhid ile telbiye söylemeye başladı. Halk, evvelce söyledikleri telbiyeyi söylüyor, Resûlullah ise onlara engel olmaksızın kendi telbiyesine devam ediyordu.14
Sonra ashâbının da işitmesi için sesini yükselterek şu şekilde telbiye getirdi:
“Lebbeyk Allâhümme lebbeyk! Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk! İnne"l-hamde ve"n-ni"mete leke ve"l-mülk. Lâ şerîke lek!” (Buyur Allah"ım buyur! Emrindeyim buyur! Senin hiçbir ortağın yoktur. Allah"ım buyur! Hamd sana mahsustur. Nimet de senin, mülk de senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur.) 15
Ashâb-ı kirâm, telbiye söylerken, seslerinin son haddine kadar bağırarak telbiye getiriyorlardı.16 Kimi umreye, kimi hac ile umreye, bazıları da Resûlullah (sav) ile birlikte yalnızca hacca niyet etmişti.17
Melel"den (41 km.) sonra, Seyyâle tepesine vardı. Akşam yemeğini yiyip akşam ve yatsı namazlarını burada kıldı.18
27 Zilkâde Pazartesi/Irku"z-zubye-Ravhâ
Sabah namazını Irku"z-zubye"de (71 km.) kıldı. Sonra az ilerideki Ravhâ"ya (74 km.) vardı.19
Resûlullah (sav) Ravhâ denilen yere gelince bir yolcu grubuyla karşılaştı ve onlara, “Siz kimsiniz?” diye sordu. Onlar, “Biz Müslümanlarız!” cevabını verdiler. Bu sefer onlar, “Sen kimsin?” diye sordular. Efendimiz, “Ben Allah"ın Resûlü"yüm!” buyurdu. Bunun üzerine bir kadın ona devenin hevdecinden aldığı bir çocuğu kaldırarak, “Bunun için de hac var mıdır?” dedi. Resûlullah (sav), “Evet, sana da ecir vardır.” buyurdu.20
Ravhâ"ya geldiklerinde sahâbeden bazıları, bir avcının yaraladığı anlaşılan ayağı kırılmış bir yaban merkebi gördüler. Durumu gelip Resûlullah"a haber verdiler. O (sav), “Bırakın onu! Çünkü sahibinin gelme ihtimali var.” buyurdu.