Ebû Saîd, Resûlullah"ın vefatından sonra kendisini ziyarete gelen bir grup insana, Resûlullah"ın şu tavsiyesini aktarmıştı: “Size yeryüzünün değişik bölgelerinden din öğrenmek için insanlar geleceklerdir. Onlar size geldiklerinde onlara iyi ve hayırlı tavsiyelerde bulunun.” 20 Anlaşıldığı üzere Hz. Peygamber"in geriye bıraktığı miras, ilim; vârisleri de ilim talebeleri ve âlimlerdir.21
Şüphesiz Müslümanlar açısından ilmin en önemli kaynağı ise Kur"ân-ı Kerîm idi. Bir gün Abdullah b. Ebû Evfâ"ya, “Peygamber (sav) vasiyette bulundu mu?” diye sorulmuş, o da “Hayır.” diye cevap vermişti. Bunun üzerine, “Peki, insanlara vasiyette bulunmak nasıl farz kılındı ya da sadaka ile nasıl emrolundular?” diye sorulduğunda ise o, bu gerçeğe işaret etmişti: “(Resûlullah) Allah"ın Kitabı"nı (rehber edinmeyi) vasiyet etti.”22
Veda Haccı"nı anlatan Câbir b. Abdullah"tan öğrendiğimize göre de Hz. Peygamber, ashâbına hitap ederken aynı tavsiyede bulunmuştu: “Size öyle bir şey bıraktım ki ona sıkı sarılırsanız sapıtmazsınız: Allah"ın Kitabı.” 23
Zeyd b. Erkam anlatıyor: “Bir gün Resûlullah (sav), Mekke ile Medine arasında bulunan Hum denilen su kaynağının yanında bize hitap etmek üzere ayağa kalktı, Allah"a hamd ve senâda bulunup vaaz etti ve bazı hususları hatırlattıktan sonra şöyle buyurdu: "Dikkat edin ey insanlar! Ben de bir insanım. Rabbimin elçisi (olan ölüm meleği)nin gelmesi ve benim de icabet edeceğim vakit neredeyse yakındır. Ben size iki ağırlığı (sekaleyni) bırakıyorum. Bunlardan ilki Allah"ın Kitabı"dır ki onda, hidayet ve nur vardır. Allah"ın Kitabı"nı alıp (amel edin) ve ona sımsıkı sarılın." Bu şekilde insanları Allah"ın Kitabı"na teşvik edip ona yönlendirdi. Sonra da sözüne devam ederek şöyle buyurdu: "(İkincisi ise) Ehl-i Beytimdir (ev halkımdır). Ev halkım konusunda size Allah"ı hatırlatıyorum, Ev halkım konusunda size Allah"ı hatırlatıyorum, Ev halkım konusunda size Allah"ı hatırlatıyorum." ”24
Dikkat edilirse bu rivayette Hz. Peygamber, bıraktığı iki ağır emanetten söz ettikten sonra, Allah"ın Kitabı"nı almayı, ona sarılmayı emrederken, Ehl-i Beyt"i de üç defa hatırlatmakla yetinmiştir. Bu hutbe, Veda Haccı dönüşü söylendiğine göre o tarihte Resûlullah"ın (sav) birkaç hanımı bulunmaktaydı ve “ev halkı” tabirinden özellikle bunlar kastedilmekteydi. Çünkü Kur"an"ın bildirdiği üzere Resûlullah"ın (sav) Ehl-i Beyt"i, “müminlerin anneleri” olan hanımları idi ve onun ölümünden sonra yine Kur"an"ın emri gereği onlar evlenemeyeceklerdi.25 Bu durumda Resûlullah"ın onlar hakkında ümmetini uyarması son derece anlamlı ve gerekliydi. Ümmeti, öncelikle hanımları hakkında Allah"ın koymuş olduğu ölçülerden ayrılmamalıydı.