Maddî ihtiyaçları da yine aynı ölçüler içerisinde karşılanmalıydı. İşte bu nedenledir ki Allah Resûlü, ashâbına ev halkına iyi davranmalarını tavsiye etti, diğer bir ifade ile onlara iyi davranmalarını vasiyet etti.26 Elbette ki Hz. Peygamber"in başta çocukları ve torunları olmak üzere birinci dereceden yakınları Ehl-i Beyt"tir. Hatta bazı sahâbîlere göre Ehl-i Beyt bütün Müslümanları kapsayan bir ifadedir.Tarih boyunca her peygamberin hayatı, çevresindekileri doğru yola yönlendirmek için onlara tavsiyelerde bulunmakla geçmişti. Hz. İbrâhim ve Hz. Yakub çocuklarına, “Oğullarım! Allah, sizin için bu dini seçti. Siz de ancak Müslümanlar olarak can verin!” vasiyetinde bulunmuştu.27 Hz. Yakub ölüm döşeğinde bile çocuklarını düşünüyor, “Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?” diyerek vefatından sonra onların nasıl bir yol takip edeceklerini merak ediyordu. Çocuklarından gelen, “Senin ve ataların İbrâhim, İsmâil ve İshak"ın ilâhı olan tek Allah"a kulluk edeceğiz; biz ancak O"na teslim olmuşuzdur!” cevabıyla28 çocuklarına en iyi mirası bırakmış olmanın huzurunu yaşıyordu.
Allah Resûlü de kendisine verilen risâlet görevini en güzel şekilde yerine getirerek ömrünü insanları iyiye ve güzele çağırmaya adamıştı. Artık din tamama ermiş, bu dünyadan ayrılacağının emareleri, en yakınları tarafından fark edilmeye başlanmıştı. Her canlı gibi ölümü tadacak olan Allah Resûlü"nün dünya hayatına veda etme vakti yaklaştığında, ümmetine tavsiyeleri, birer vasiyet olarak algılanmaya başlanmıştı. Sabah namazını kıldırıp çok sevdiği ashâbına dönerek onları oldukça duygulandıran, kalplerini hüzünlendiren dokunaklı sözler söylemişti bir gün. Öyle ki ashâbdan biri dayanamayarak, “Ey Allah"ın Resûlü! Sanki veda konuşması yaptın, bize ne tavsiye edersin?” diye sormaktan kendini alamamıştı. Bunun üzerine Allah Resûlü şu tavsiyelerde bulundu: “Size Allah"a karşı sorumluluk bilincinde olmayı ve Habeşli bir köle de olsa (başınızdaki idareciyi) dinleyip itaat etmeyi tavsiye ederim. Çünkü benden sonra yaşayacak olanlarınız çok ihtilâflar görecekler. O hâlde siz, benim sünnetime ve doğru yolu bulan, hidayete erdirilmiş halifelerin sünnetine sarılın! Bunlara azı dişlerinizle (tuttuğunuz gibi sımsıkı) sarılın. Sonradan çıkarılmış (aslı olmayan) şeylerden sakının. Çünkü sonradan çıkarılmış her şey bid"attir...” 29
Resûlullah (sav), vefatından sonra ashâbının şirke düşmesinden çok, refah ve zenginliğe erişen İslâm topraklarında, dünyalık için birbirleri ile çekişmelerinden endişe ediyordu. Ukbe b. Âmir"in, “Allah Resûlü"nü minber üzerinde son görüşüm.” dediği bir gün, Peygamber (sav), Uhud şehitlerine