evlenmekten hayâ edilen kimselerle evleniyor, yenilmesi hoş olmayan şeyleri yiyorlar. Dünyadayken âhirette kendilerini yiyecek olan ateşe tapıyorlar. Sen akıl ve fikir yoksunu biri değilsin, yalan söylemeyen birini tasdik etmemek, ihanet etmeyen birine güvenmemek, verdiği sözden hiç dönmemiş birine itimat etmemek sana hiç yakışır mı? Bütün bunlar o ümmî Peygamber"in vasıflarıdır. Andolsun ki hiçbir akıl sahibi onun hakkında, "Ne olurdu emrettiği şu şey yasaklansa, yasakladığı şu şey de emredilseydi veya ne olurdu biraz daha merhametli olsa ve daha az cezalandırsaydı!" diyemez. Gün gibi aşikârdır ki ondaki bu vasıflar hem akıl hem de düşünce sahiplerinin idrak ve fikriyatına tamı tamına uygun düşmektedir.”34
Hz. Peygamber, Mecûsîlere temel hak ve hürriyetlerini tanımakla beraber, gündelik hayatta ve ibadetleri ilgilendiren konularda Müslümanların onlarla aralarına mesafe koymasını talep etmişti. Zira toplumsal hayattaki sınırların kalkması, onların İslâm"a aykırı inanç ve geleneklerinin Müslümanlar arasında yaygınlaşması sonucunu doğurabilirdi. Allah Resûlü Mecûsîlere ait av hayvanlarıyla avlanılanların etinden yenilmesini yasaklamış,35 onların tencerelerinin kullanılıp kullanılamayacağı sorulunca, “Yıkayıp temizledikten sonra onlarda yemek pişiriniz.” buyurmuştur.36 Ayrıca saç sakal şekli ve giyim kuşam tarzı konusunda da Mecûsîlere benzememeyi emretmiştir.37 Diğer yandan kafirlerin güneş doğarken ve batarken onun için ibadet ettiklerini belirterek, kerahet vakti olarak anılan bu vakitlerde namaz kılınmasını yasaklamıştır.38 Mecûsîlerin inanç ve ibadet şekillerine bakıldığında, bu hadiste Hz. Peygamber"in “kâfir” olarak ifade ettiği kimselerin onlar olduğu anlaşılmaktadır.
Hz. Ömer"in hilâfeti döneminde de Mecûsîlerin dinî ve hukukî konumu tartışma konusu olmuştu. Nitekim Hz. Ömer bir gün Mecûsîlerden bahsederken, “Onlar hakkında ne yapacağımı bilmiyorum.” demiş bunun üzerine ashâb-ı kirâmdan Abdurrahman b. Avf şu bilgiyi nakletmişti: “Bu konuda Resûlullah"ın (sav) şöyle buyurduğunu işittiğimi kesinlikle söyleyebilirim: "Onlara da Ehl-i kitaba uygulanan hükmü uygulayın!" ”39 Allah Resûlü"nün Mecûsîlerden cizye aldığı haberi kendisine bildirilince Hz. Ömer valilerine onlardan cizyeyi kabul etmelerini fakat kadınlarıyla evlenmenin meşru olmadığını bildirmişti.40
Allah Resûlü"nün peygamber olarak gönderildiği dönemde varolan bir diğer dinin mensupları da Sâbiîlerdi. Sâbiîler, Yahudilik içerisinden çıkmış bir fırka iken zamanla evrenin hayır ve şerre hükmeden iki ayrı ilâhî