bilakis nazik bir biçimde kardeşini tebrik eder. Peygamber döneminde bir sahâbî yeni bir elbise giydiği zaman diğerleri onu tebrik etmek maksadıyla kendisine, “Güle güle eskit, Yüce Allah da sana yenisini versin!” derlerdi.37 İlk Müslümanlardan ve Habeş göçmenlerinden Hâlid b. Saîd b. Âs"ın Habeşistan"da doğan kızı Ümmü Hâlid"in38 aktardığına göre, bir defasında Resûlullah"a (sav) kare şeklinde küçük ve siyah şekiller bulunan bir giysi getirildi. Nebî (sav), “Sizce buna en lâyık kim?” diye sordu. Orada bulunanlar cevap vermedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, “Bana Ümmü Hâlid"i getirin!” dedi. Allah Resûlü, o elbiseyi Hâlid b. Saîd"in kızına giydirdikten sonra, “Üzerinde eskitip yıprat!” diye iki defa dua etti ve Habeşçe, “Senâhu senâhu, ey Ümmü Hâlid!” diyerek elbisenin güzel olduğunu ve kendisine yakıştığını ifade etti. “Senâhu, senâhu” kelimesi Habeş dilinde “güzel” demektir.39
İnce ruhlu, narin tabiatlarıyla kadınlar güzel görünmeye ve süslenmeye daha meyillidir. Hz. Peygamber kadının fıtratında var olan bu arzusunun karşısında durmamış ancak onun süslenmeyi suistimal etmesini de onaylamamıştır. Tüm Müslüman kadınlara örnek olacak Peygamber hanımlarına hitaben çeşitli tavsiyelerde bulunan Yüce Allah, onlara câhiliye zamanındaki kadınların yaptığı gibi açılıp saçılarak ve bedenlerini teşhir ederek çıkmamalarını40 buyurmuş, mümin hanımlardan süslenirken süslenme ahlâkına riayet etmelerini istemiştir. Câhiliye devrinde bazı Arap kadınlarının abartılı bir biçimde süslendikleri, bedenlerini teşhir ederek erkeklerin arasında gezindikleri41 göz önüne alındığında bu ilâhî hitabın hikmeti daha iyi anlaşılacaktır.
Hz. Peygamber, yüzlerindeki tüyleri aldıran, saçlarına başkalarının saçlarını ekleten, kaşlarını aldıran, dişlerini incelten, dövme yapan ve yaptıranların ilâhî rahmetten uzak olduklarını söylemiştir.42 Resûlullah"ın, câhiliye döneminde kötü şöhret bulmuş kadınların alışkanlıkları olduğu için bu işleri yapanları kınadığı anlaşılmaktadır. Nitekim müminlerin annesi Hz. Âişe, saçlarına başkalarının saçlarını ekletenler hakkında kendisine bir soru yöneltildiğinde şu karşılığı vermiştir: “Saç ekletenlerden kasıt, sizin anladığınız gibi değildir. Saçı dökülen bir kadının saçına siyah yünden mamul kılları eklemesinde bir sakınca yoktur. Ancak (Hz. Peygamber"in kınadığı kimseler), gençliğinde fuhuş yapan, saçı dökülüp ihtiyarladığında ise kafasına saç ekleterek (veya sunî bir saç kullanarak) fuhuş yaptıranlardır.”43
İslâm, kadının cinsellik dürtüsüyle ancak eşi için süslenebileceğini kabul eder. Yine Âişe validemiz, kendisine gelerek süslenip eşine güzel