kadar yalvarış ve yakarış yeter!” dedi. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz, “Yakında o topluluk bozulacak; arkalarını dönüp kaçacaklar.” 30 âyetini okuyarak çadırdan dışarı çıktı.31
Allah (cc), Sevgili Elçisi"nin bu yakarışına hemen ilâhî yardımıyla karşılık verdi. Nitekim Kur"an"da şöyle buyrulmuştur: “Hani Rabbinizden imdat istiyordunuz! O da, "Ben size birbiri ardınca gelecek bin melekle yardım göndereceğim!" diye cevap vermişti!” 32
Cenâb-ı Hak yardımını vaad ederken mümin kullarını bir yandan da şöyle uyarmıştı: “Ey müminler! Toplu hâlde kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkanızı dönmeyin. Tekrar savaşmak için bir tarafa çekilmek veya bir başka topluluğa katılmak maksadı dışında, o gün arkasını dönüp kaçan kimse, Allah"tan bir gazaba uğramış olur. Onun varacağı yer de cehennemdir. Bu ne kötü bir dönüştür.” 33
Sayıca üstün olan müşrikler,34 Müslümanları çok hafife alıyorlardı. Ordular karşılıklı saf tuttuğunda müşriklerin önde gelenlerinden Utbe b. Rebîa, düşman saflarından çıkarak harp meydanına doğru ilerledi. Oğlu ile erkek kardeşi de onun arkasından yürüdüler. Utbe, “Kim çarpışacak?” diye haykırdı. Ensardan bazı gençler, “Biz savaşacağız!” diye ona cevap verdiler. Utbe, “Siz kimsiniz?” dedi. Onlar da kendilerini tanıttılar. Utbe, “Bizim sizinle dövüşmeye ihtiyacımız yok. Biz sadece amcaoğullarımızı istiyoruz!” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav), “Ey Hamza kalk, ey Ali kalk, ey Ubeyde b. Hâris sen de kalk.” buyurdu. Allah Resûlü"nün bu tehlikeli göreve ilk gönderdiği insanlar, en yakın akrabalarıydı. Hz. Hamza, Utbe"ye yöneldi. Hz. Ali, Şeybe"ye yöneldi. Ubeyde de Velîd"le vuruşmaya başladı. Ubeyde ve Velîd birbirlerini yaralamışlardı. Hz. Hamza ile Hz. Ali ise hasımlarını yere sermişti. Sonra onlar da Velîd"in üzerine gittiler ve onu öldürdüler. Yaralı hâldeki Ubeyde"yi ise yüklenerek meydandan çıkardılar.35
Teke tek gerçekleştirilen çarpışma, herkeste bir durgunluk ve şaşkınlık oluşturdu. Kureyş"in güçlü reisi Utbe, kardeşi ve oğlu Bedir"in ortasında kılıçtan geçirilmişlerdi. Bu durum müşrik ordusunu derinden etkiledi. Çünkü aralarında Utbe, Şeybe ve Velîd"in gayretiyle savaşa katılanlar vardı. Dolayısıyla onların ölmesi, diğerlerini telaşa ve öfkeye sevk etmişti. Bunun karşısında Müslümanlar ise güç kazanmıştı.
Bu ilk vuruşmanın ardından iki ordu birbirine hücum etmeye başladı. Müşriklerin önde gelenleri moral bozukluğunun etkisini gidermek için çok çaba sarf ediyorlardı. Askerlerini sürekli teşvik ediyorlardı.